Vous avez cherché: debt (Anglais - Turc)

debt
borç

net debt
borç

mortgage debt
tutu

amortization of debt
borç amortismanı

he ran into debt.
o, borca girdi.

i am in your debt.
sana borçluyum.

i'm in your debt.
sana borçluyum.

a promise is a debt.
bir söz bir borçtur.

'we are debt-loaded;
"borca girdik."

his debt came to 100 dollars.
onun borcu 100 dolara geldi.

and abraham who paid his debt:
ve ahdine vefa gösteren İbrahim'in( sahifelerinde bulunan şu gerçekler):

he demanded payment of the debt.
o, borcun ödenmesini talep etti.

"all europeans are in his debt."
tüm avrupalılar olarak o'na çok şey borçluyuz", dedi.

net financial debt to ebitda ratio.
favÖk oranına ait net mali borç

greek debt crisis travels across europe
yunanistan'ın borç krizi avrupa'yı dolaşıyor

amid debt woes, greece seeks new loan conditions
borç batağındaki yunanistan yeni kredi şartları arıyor

(and say:) "we have fallen into debt;
"borca girdik."

macedonia's debt repayment sparks mixed reviews
makedonya'nın borç geri ödemesi karışık tepkilere yol açtı

i was absolved from paying my father's debt.
babamın borcunu ödemekten berat edildim.

less foreign debt improves serbia-montenegro's economic prospects
dış borçtaki azalma, sırbistan-karadağ'ın ekonomik umutlarını artırdı