Vous avez cherché: disappears (Anglais - Turc)

window disappears
pencere kaybolduğunda

so it disappears.
yani görünmez olur.

the universe disappears.
evren kayboluyor.

disappears right into the background.
arkaplanda kayboluyor.

again, the interface just disappears here.
yine, arayüz burada kayboluyor.

and in this moment, the nagging devil disappears.
ve tam bu anda, kusur bulan şeytan kaybolur.

matter, you see, disappears, only the spirit remains.
gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.

and the closer we look at anything, the more it disappears.
ve bir şeye ne kadar yakından bakarsak, o şey o kadar kayboluyor.

that power disappears completely; nobody supports that by 2011.
2011'de bu güç tamamen yok oluyor, kimse bu düşünceyi desteklemeyecek.

freddy disappears, and marge's body vanishes into the bed.
bu arada freddy bodrumdan çıkmış ve marge’ı yastıkla boğmak üzeredir.

and you can see that the halo of blood flow disappears after treatment.
tedavinin ardından, kan dolaşımından oluşan halenin yok olduğunu görübilirsiniz.

if australia disappears tomorrow, terror is probably the right response.
eğer avustralya yarın yok olsa, terrör muhtemelen doğru tepki olurdu.

and if you pull on this side of the rope, the rope disappears on the other side.
halatın bir tarafından çekerseniz, öbür tarafı kaçıyor.

some distortion is visible in wide-angle but also this disappears when zooming in.
yine geniş açıda distorsiyona rastlanıyor ve yine zum işlemi ile bunu önüne geçilebiliyor.

hale leaves the country, the mercenaries are fired again, and the administrator disappears.
hale ülkeyi terk eder, paralı askerler tekrar işsiz kalır ve administrator ortadan kaybolur.

in fact we strike the truth against the false, which shatters it, and it disappears.
bilakis biz, hakkı batılın tepesine bindiririz de o, batılın işini bitirir. bir de bakarsınız ki, batıl yok olup gitmiştir.

disappear
yok olma