Vous avez cherché: endured (Anglais - Turc)

she endured to the bitter end.
o, acı sona katlandı.

the emigrants have endured physical and mental pain.
göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.

"peace be upon you for what you patiently endured.
"sabrettiğiniz için size selam olsun.

“peace be upon you, because you endured patiently.
"sabrettiğiniz için size selam olsun.

those who patiently endured and who rely only upon allah.
(onlar) sadece rablerine tevekkül ederek sabredenlerdir.

those who patiently endured and who rely only upon their lord.
ki onlar, sabredenler ve rablerine tevekkül edenlerdir.

"peace be upon you for all that you have steadfastly endured.
"sabrettiğiniz için size selam olsun.

and that's the kind of polishing that these mirrors have endured.
İşte bu aynalar böyle bir cilanlanmayı kaldırmıştır.

saying, "peace be with you for all that you have patiently endured.
"sabrettiğiniz için size selam olsun.

[they are] those who endured patiently and upon their lord relied.
(onlar) sadece rablerine tevekkül ederek sabredenlerdir.

he suffered severe injuries, was in critical condition for days and endured several operations.
ciddi şekilde yaralanan luciç günlerce kritik durumda kaldı ve defalarca ameliyat edildi.

or did you suppose that you would go to paradise untouched by that endured by those before you!
(ey müminler! ) yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?

"peace be upon you for what you patiently endured. and excellent is the final home."
esenlik size derler, sabrettiğinizden dolayı; gerçekten de dünya yurdunun bu sonucu, ne de güzeldir.

“peace be upon you, because you endured patiently. how excellent is the final home.”
esenlik size derler, sabrettiğinizden dolayı; gerçekten de dünya yurdunun bu sonucu, ne de güzeldir.

as their countrymen endured freezing temperatures, banatski dvor workers found the facility's pumps to be inoperative.
vatandaşları dondurucu soğuklara dayanırken, banatski dvor çalışanları tesisin pompalarının çalışmadığı gördüler.

===british and american suffragettes===in the early 20th century suffragettes frequently endured hunger strikes in british prisons.
=== İngiliz ve amerikan süfrajetler ===20. yüzyılın başlarında İngiliz hapishanelerindeki süfrajetler sık sık açlık grevi yapıyorlardı.