Vous avez cherché: foul (Anglais - Turc)

foul
faul

foul brood
yavru çürüklüğü

american foul brood
amerikan lok'u hastalığı

yes, in the foul mud...").
yes, in the foul müd...").

nor any food except foul pus
"günahkarların yiyeceği olan kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur."

he will never play you foul.
o asla faullü oynamayacak.

neither any food saving foul pus,
"günahkarların yiyeceği olan kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur."

what a foul gift to be given!
(bu) verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

but advocates of the project are crying foul.
fakat projenin savunucuları isyan ediyorlar.

smaller parties, however, are crying foul.
ancak küçük partiler isyanlarda.

albanian parties cry foul on flag ruling in macedonia
arnavut partileri makedonya'daki bayrak kararına isyan ettiler

but tele2 and its croatian partners are crying foul.
fakat tele2 ile hırvat firmaları isyan ediyor.

except scalding water and [foul] purulence -
ancak bir kaynar su ve irin (içecekler).

allah knoweth the foul-dealer from the fair-dealer.
allah bozanı düzeltenden ayırdetmesini bilir.

his people, who were used to committing foul deeds, came running to him.
daha önceleri çirkin işler yapmış olan kavmi harıl harıl koşup geldiler.

cigarette smoke fouls the air in a room.
sigara dumanı odadaki havayı kirletir.