Vous avez cherché: goodly (Anglais - Turc)

neither cool, neither goodly;
ki ne serindir, ne de faydalı.

and cornfields and goodly positions.
(nice) ekinler, güzel konaklar,

and the cornlands and the goodly sites
(nice) ekinler, güzel konaklar,

god has made for him a goodly provision.
allah böyle kuluna gerçekten pek güzel nasip ihsan eder. [15,9; 14,1; 2,257; 42,52]

and goodly things wherein they rejoiced;
ne bağlar, bahçeler, ne pınarlar, ne çiftlikler... ne güzel güzel konaklar, ne makamlar, içinde zevk-u safa sürdükleri ne nimetler!...

a (goodly) number from those of old,
(bu sağcıların) bir bölümü öncekilerdendir,

for those, allah has made a goodly provision.
allah böyle kuluna gerçekten pek güzel nasip ihsan eder. [15,9; 14,1; 2,257; 42,52]

'surely my lord has given me a goodly lodging.
muhakkak ki, o (kocan), benim efendim, bana çok güzel baktı.

so her lord (allah) accepted her with goodly acceptance.
rabbi meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi.

and green crops (fields etc.) and goodly places,
(nice) ekinler, güzel konaklar,