Vous avez cherché: hast (Anglais - Turc)

du hast
du hast

hast thou seen him who dissuadeth
baksana şu namaz kılan, o mükemmel kulu engelleyen kimseye,

hast thou disobeyed my command?
(ve kardeşinin sakalından tutup çekmeğe başladı.)

hast thou then disobeyed my order?
(ve kardeşinin sakalından tutup çekmeğe başladı.)

thou hast already fulfilled the vision.
"sen rüyanı uyguladın."

hast thou considered him who turns his back
gördün mü arkasını döneni?

thou verily hast done a dreadful thing.
andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın."

assuredly thou hast committed a thing grievous.
doğrusu şaşılacak bir şey yaptın" dedi.

thou hast indeed done a grievous thing.'
andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın."

he said: o maryam! whence hast thou this!
"ey meryem, bu sana nereden?" derdi.