Vous avez cherché: hold her wrist tightly (Anglais - Turc)

hold her now with you.
onu kendinizle beraber tutun.

tom asked mary if he could hold her hand.
tom mary'ye elini tutup tutamayacağını sordu.

and during the course of one of her dance rehearsals, she fell on her outstretched arm and sprained her wrist.
ama dans provalarının biri sırasında uzanmış kolunun üzerine düştü ve bileğini burktu.

you don't need to say her name out loud, you can just hold her.
onun adının yüksek sesle söylemenize gerek yok, sadece tutun.

the pain had spread from her wrist to her hands, to her fingertips, from her wrist up to her elbow, almost all the way to her shoulder.
ağrı bileğinden ellerine, oradan da parmak uçlarına, bileğinden dirseğine ve hatta neredeyse omuzuna kadar çıkmıştı.

one, nenova, tried to commit suicide by gnawing the veins in her wrists.
nenova soyadlı hemşire, bileklerindeki damarları kemirmek suretiyle intihara kalkıştı.

according to the second century yoga kundalini upanishad, "the divine power, kundalini, shines like the stem of a young lotus; like a snake, coiled round upon herself she holds her tail in her mouth and lies resting half asleep as the base of the body" (1.82).
kundalini yogaouroboros sembolziması enerjisini anlatmak için kullanılmıştır.İkinci yy'da yaşayan yoga kundalini upanishad, 'a göre “kutsal güç,genç bir lotus'un gövdesi gibi parlar, bir yılan gibi, kendi üzerine sarmalanmış, ağzında kuyruğunu tutarak ve yarı uyur halde bedeninin dibinde uzanarak dinlenir.” (1.82).