Vous avez cherché: i call (Anglais - Turc)

can i call you
seni arayabilir miyim

i call him mike.
onu mike olarak çağırırım.

i call this thunderwear.
ben buna "thunderwear" diyorum.

can i call you bob?
sana bob diyebilir miyim?

i call her very often.
onu çok sık ararım.

can i call you again?
sizi tekrar arayabilir miyim?

i call it "snack time."
ben bunu "çerez zamanı" olarak adlandırıyorum.

i call you in 10 minutes
use google translate

i call her pretty often.
onu oldukça sık arıyorum.

... that is what i call prayer.
debussy, en önemli eserlerini piyano için bestelemiştir.

and i call that their agenda.
buna onların amacı diyelim.

i call this earth to witness --
and içerim bu kente,

i call it complacency -- our complacency.
ben bunu kayıtsızlık olarak değerlendiriyorum... ...bizim kayıtsızlığımız.

ok no more searching until i call
ok artık arama ben arayana kadar

you call it madness, i call it love
sen buna delilik diyorsun, ben buna aşk diyorum

can i call you my book without k?
boleh saya panggil buku saya tanpa k?

some call it arrogance, i call it confidence
कुछ लोग इसे अहंकार कहते हैं, मैं इसे आत्मविश्वास कहता हू

i call this "groundswell collaborative consumption."
bunu yayılan işbirlikçi tüketim olarak adlandırıyorum.

i call to witness the admonishing qur'an.
zikir/öğüt/uyarı dolu kur'an'a yemin olsun ki,

i call it the "tv-industrial complex."
ben buna televizyon endüstriyel kompleksi diyorum.