Vous avez cherché: i haven't thought of yet (Anglais - Turc)

i haven't thought that much about it.
onu o kadar çok düşünmedim.

i haven't thought about tom in years.
yıllarca tom'u düşünmedim.

i haven't decided.
karar vermedim.

well -- -- i hadn't thought of that one.
-- bu aklıma hiç gelmemişti.

i haven't had dinner.
akşam yemeği yemedim.

i never thought of that.
onu hiç düşünmedim.

i haven't touched anything.
bir şeye dokunmadım.

i can't bear the thought of her with another man.
ben onun başka bir adamla birlikte olma düşüncesine dayanamam.

i should've thought of it sooner.
bunu daha kısa sürede düşünmeliydim.

i asked tom what he thought of mary.
tom'a mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.

i got gloomy and thought of giving up.
Ümitsizdim ve vazgeçmeyi düşündüm.

he thought of a good idea.
o, iyi bir fikir hakkında düşündü.

he thought of a good solution.
o iyi bir çözüm düşümdü.

that is the thought of the unbelievers.
bu inkar edenlerin sanısıdır.

always before i'd thought of it as a portrait of a girl.
Önceden bunun sadece bir kızın portresi olduğunu düşündürdüm.

i would never have thought of putting the charter online.
bu sözleşmeyi online yayınlamayı asla düşünemezdim.

and i had to admit, i can't think of the last time i thought of widows and orphans.
ve kabul etmek zorundaydım ki, en son ne zaman dulları ve yetimleri düşündüğüm dahi anımsamıyordum.

"the political thought of benjamin franklin.
the political thought of benjamin franklin.

i tried adams, hancock ... then i thought of mad anthony wayne.
adams ve hancock soyadlarını düşündüm, en sonunda aklıma anthony wayne geldi.

but then i had a thought of, "boy, maybe it's too simple."
ama o zamanlar daha naif düşünüyordum, belki de çok basitti.