Vous avez cherché: if you do not like it, never mind (Anglais - Turc)

you must do the work, even if you do not like it.
sevmeseniz bile, işi yapmanız gerekir.

you will not like it.
bundan hoşlanmayacaksınız.

if you do not, then beware!"
"size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının," diyorlar.

if you do not close the cover
kapaĞi kapatamiyorsaniz

i do not like guns.
silahları sevmiyorum.

i do not like russia
rusya'yı sevmiyorum

i do not like music.
ben müzik sevmiyorum.

ask the people of knowledge, if you do not know.
bilmiyorsanız kitablılara sorun.

and if you do not believe me, then leave me'
"bana inanmadınızsa bari benden uzak durun!"

so ask the people of knowledge, if you do not know.
eğer bilmiyorsanız, zikir/kur'an ehline sorun.

i do not like to live alone
ben tek başıma yaşamak sevmem

all children do not like apples.
bütün çocuklar elma sevmezler.

but if you do not believe me, then leave me alone."
"eğer bana inanmıyorsanız, bu durumda benden kopup-ayrılın."

'ask the people of the remembrance if you do not know'
bilmiyorsanız kitablılara sorun.

"my life is not like it was before.
kosovalı sırp milica markoviç setimes'a verdiği demeçte, "eşim artık eskisi gibi değil.

"jazz music is a type of music which can be tiresome if you do not like it," says fan gordan kalajdjiev.
cazsever gordan kalajdjiev “caz, sevmeyenler için yorucu olabilecek bir müzik türü”, diyor.

i don't like it when you do that.
bunu sen yaptığında sevmiyorum.

it's not like its relation to some abstract form.
soyut bir biçim ile olan ilişkisi gibi değil.