Vous avez cherché: interspersed (Anglais - Turc)

on a cd or dvd this servoinformation is interspersed among the data.
cd ve dvd lerde bu bilgi verilerin arasına sıkıştırılmıştır.

we have certainly interspersed this quran with every kind of parable for the people.
and olsun ki, biz bu kuran'da insanlara türlü türlü misali gösterip açıkladık.

this paraphrase has negative comments interspersed throughout, so it is difficult to consider it as being completely reliable.
bu açıklamayı, aralara serpiştirilmiş olumsuz yorumlara sahip olduğu için, tamamen güvenilir olarak kabul etmek oldukça zordur.

it's a kind of hudson river school landscape featuring open spaces of low grasses interspersed with copses of trees.
İçerdiği çimlerle kaplı, açık, boş alanlarla tek tük ağaçlar ve korularla hudson river akımı manzara tabloları gibidir.

the report also states that long summer droughts could be interspersed with shorter periods of heavy rainfall, enough to cause floods in certain parts of the country.
raporda, uzun yaz kuraklıklarının, ülkenin bazı yörelerinde sellere yol açabilecek daha kısa süreli şiddetli yağışlarla kesilebileceği de belirtiliyor.

we have certainly interspersed this quran with every [kind of] parable for the people, but most people are only intent on ingratitude.
and olsun ki, biz kuran'da insanlara türlü türlü misal gösterip açıkladık. Öyleyken insanların çoğu nankör olmakta direndiler.

interactive simulations of biological processes that students can manipulate; the student’s interaction with the simulation is interspersed with probes to gauge his or her understanding of how it works.
*Öğrencilerin manipüle işleyebileceği biyolojik süreçlerin etkileşimli benzetimleri; Öğrencinin benzetimle etkileşimi, nasıl çalıştığı konusundaki anlayışını ölçmek için araştırmalarla doludur.

pre-conflict bosnia and herzegovina (1991) was a mosaic of ethnic communities, with the country's croat, bosniak and serb populations interspersed across the former yugoslav republic. [ohr]
savaş öncesinde bosna hersek (1991), etnik topluluklardan oluşan bir mozaikti. Ülkenin hırvat, boşnak ve sırp nüfusu eski yugoslav cumhuriyeti topraklarına yayılmış durumdaydı. [yt]