Vous avez cherché: maybe another time (Anglais - Turc)

"another time."
dedim. "başka zaman."

now that another time
artik baska sefere

let's do it another time.
onu başka zaman yapalım.

he saw him indeed another time
and olsun ki o, cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür.

indeed, he saw him another time
and olsun ki o, cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür.

could you make it another time?
onu başka bir zaman yapar mısın?

i'll explain at another time.
başka bir zaman izah ederim.

already another time we favoured thee,
"and olsun biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik"

maybe another knob is a knob for controlling co2 concentrations.
belik diğer düğme de karbondioksit yoğunluğunu kontrol etmek için.

and verily he saw him yet another time
and olsun ki o, cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür.

we don't have that, but maybe another time. thank you for coming to ted.
ama vaktimiz yok, belki bir başka sefere. ted'e katıldığınız için teşekkürler.

i'll do the rest of the work another time.
İşin geri kalanını başka bir zaman yapacağım.

certainly, we have done you a favour another time,
"and olsun biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik"

no indeed, soon you will know for yet another time!
hayır; gözünüzü açın; yakında bileceksiniz.

and we had already conferred favor upon you another time,
"and olsun biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik"

in another time, there were poor farmers in that village.
bir zamanlar, o köyde fakir çiftçiler vardı.

so, here's another time-lapse shot of columbia.
columbia buzulu'ndan bir başka zaman atlamalı plan...

and indeed, another time, already we have shown thee favour,
"and olsun biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik"