Vous avez cherché: my little (Anglais - Turc)

that's my little son.
bu benim küçük oğlum.

my little finger is swollen.
benim küçük parmağım şişti.

and that's my little workshop.
burasi benim kucuk atolyem.

and my revelations for a little gain.
artık insanlardan korkmayın, benden korkun da ayetlerimi basit bir ücret karşılığı satmayın.

my father's a little different.
babam biraz farklıdır.

my knife became a little sharper.
bıçağım keskinleşti.

this was my little bit of bio-mimicry.
bu benim canlı taklidim.

it was my mother with five little children.
annem, beş çocuğu ile birlikte

now my career may last a little longer!
Şimdi kariyerim birazcık daha uzun sürebilir.

and my little idea that will do that is sleep.
bunu yapacak küçük fikrim ise uyku.

my little sister sometimes wished she was a boy.
küçük kız kardeşim bazen bir erkek çocuğu olmayı diledi.

with her help, my french improved little by little.
onun yardımıyla fransızca'm azar azar ilerledi.

and little moments in my life.
ve hayatımdaki kısa anılar.

i was thinking about making my own little rockets.
ben de kendi roketlerimi yapmayı düşünürdüm.

he cares little for my advice.
o benim tavsiyemi biraz umursar.

i just happened to get my education in a little different way.
ben sadece eğitimini biraz farklı bir şekilde aldım.

i took one, and gave the other apples to my little sister.
birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.

and my little sister wanted to be a pilot -- god help her.
ve kardeşim pilot olmak isterdi... tanrı yardımcısı olsun.

i see little of my father these days.
bu günlerde babamı az görüyorum.

here's my little pocket map of where it's all located.
bu benim petrolün yerlerini gösteren küçük cep haritam.