Vous avez cherché: mysterious (Anglais - Turc)

mysterious
esrarengiz

mysterious ring
gizlenen yüzük

you're so mysterious.
Çok gizemlisin.

love moves in mysterious ways.
aşk gizemli yollarda ilerler.

macedonia's mysterious mountain
makedonya'nın esrarengiz dağı

that life is mysterious, i admit.
o, yaşamın gizemli olduğunu kabul ediyorum.

this place has a mysterious atmosphere.
bu yerin gizemli bir atmosferi var.

do you remember the mysterious murder?
gizemli cinayeti hatırlıyor musunuz?

a mysterious pattern atop rectangular blocks
name

there's something mysterious about her.
onun hakkında gizemli bir şey var.

so, how do i explain this mysterious affinity?
peki bu gizemli ilişkiyi nasıl açıklıyorum?

ok, so how do you study this mysterious organ?
peki, bu gizemli organı nasıl araştırırsınız?

she played mary feur, a mysterious next-door neighbor.
filmde gizemli kapı komşuları mary feur'ü canlandırdı.

a mysterious persistent noise was disrupting their research.
gizemli , sürekli bir ses araştırmalarını bozuyordu.

the most mysterious part of forests is the upper tree canopy.
ormanların en gizemli kısmı ağaç üstü tepe örtüsüdür.

mysterious secrets of the temple and find the trail leads exit.
aynı renkteki mücevherleri cevirerek patlatın.

a father and daughter separated from a bicycle by a mysterious wall.
bir baba ve kızını bir bisikletten ayıran gizemli bir duvar.

his mysterious nature has made him an icon of the half-life series.
gizemli doğası onu half-life'ı temsil eden simgelerden birisi yapmıştır.

finally came mankind's most advanced and mysterious tool, the computer.
sonunda insanoğlunun en gelişmiş ve gizemli aracı bilgisayar ortaya çıktı.

claron mcfadden: the human voice: mysterious, spontaneous, primal.
claron mcfadden: İnsan sesi: gizemli, spontane, ve ilkel