Vous avez cherché: nettles (Anglais - Turc)

having picked him up and brushed him off, anna notices nettles everywhere.
anna johan’ı kaldırıp üzerini temizledikten sonra, her yerde ısırgan otları olduğunu fark eder.

then the nettles grew around a compost heap that was also used as a dump for poultry dung.
aÇa, çevre ve sağlığın gerektiği gibi korunması için daha da emisyon azaltımmları yapılması gerektiğini düşünmektedir.

suddenly johan, who has been walking unsteadily loses his balance and falls into a clump of stinging nettles.
güçlükle yürüyen johan aniden dengesini kaybeder ve dikenli ısırgan otlarının ortasına düşer.

and thorns shall come up in her palaces, nettles and brambles in the fortresses thereof: and it shall be an habitation of dragons, and a court for owls.
saraylarında dikenler, kalelerinde ısırganlarla böğürtlenler bitecek. orası çakalların barınağı, baykuşların yurdu olacak.

fish and other animals and plants ultimately suffocate as the oxygen supply is used up.the abundance of the nettles here suggests that despite being a protected habitat, the natura 2000 site is not immune from airborne nitrogen deposits.
balıklar ve diğer hayvanlar ile bitkiler nihayetinde oksijen kaynağı tükendikçe boğularak ölür. burada ısırgan otlarının bolluğu, korunan bir habitat olmasına rağmen, natura 2000 alanının hava kaynaklı azot birikimlerinden muaf olmadığını göstermektedir.

nettle
isırgan