Vous avez cherché: no space and time when the heart can listen (Anglais - Turc)

the universe and life are both in space and time.
evren ve yaşam hem uzay hem de zamanda.

and all this at a time when the population has doubled.
ve bütün bunlar nüfus iki kat artmasına rağmen oldu.

at that moment, we transcend space and time together.
o anda, zamanı ve mekanı aşıyoruz.

that requirement leads to the lorentz transformation for space and time.
bu gereklilik uzay ve zaman için lorentz dönüşümlerine yol açar.

for work in three dimensions, with your perceptions of space and time.
Üç boyutlu çalışma için, sizin alan ve zaman algınızı kullanarak.

and at the time when the hour shall come the guilty shall be in despair.
(duruşma) sa'at(i) başladığı gün, suçlular (umutsuzluk içinde) susarlar.

the transformations describe how measurements of space and time by two observers are related.
dönüşümler iki gözlemci tarafından ölçülen uzay ve zaman ölçümlerinin nasıl ilişkili olduğunu açıklar.

instead, they are expected to give rise to space and time at distances which are large compared to the planck length.
bunun yerine, planck uzunluğu ile karşılaştırılmıştır büyük mesafelerde yer ve zaman sebebiyet vermesi beklenmektedir .

there are times when the only thing you can do is not to hope
bazı zamanlar vardır yapabildiğin tek şeyin umut etmek olduğu

and at the time when the hour shall come, at that time they shall become separated one from the other.
kıyamet kopacağı gün, işte o gün (müminlerle inkarcılar) birbirlerinden ayrılacaklardır.

a drug for the heart can get metabolized in the liver, and some of the byproducts may be stored in the fat.
kalp için bir ilaç karaciğerde metabolize edilebilir ve yan ürünlerin bir kısmı yağ içerisinde saklanabilir.

the scandal comes at a time when the fbih is struggling to avoid bankruptcy.
skandal, bhf'nin iflastan kurtulmaya çabaladığı bir zamanda patlak verdi.

now, in the 17th century there was a revolution in thinking about space and time and motion and so forth of newton.
17. yüzyılda newton, uzay ve zaman ve hareket vesaire ile ilgili düşünme biçiminde devrim yaptı.

is he not aware of the time when the contents of the graves will be brought out?
bilmez mi ki o, kabirler içindekiler dışarı fırlatıldığında,

and in particular, it's the mobile phone's ability to allow people to transcend space and time.
ve özellikle, cep telefonunun yetenekleri sayesinde, insanlar uzay ve zamanı aşabiliyorlar.

the equations of lqg are not embedded in, or dependent on, space and time (except for its invariant topology).
lqg resmi arkaplan bağımsızdır.lqg denklemleri gömülü veya öngörür değildir,uzay ve zaman( onun değişmeyen topolojisi hariç) .

"the tender was called at a time when the global economic crisis looks set to gain momentum again.
setimes'a konuşan busatliya, "İhale, küresel ekonomik krizin tekrar hız kazanıyor gibi göründüğü bir zamanda açıldı.

the administration shall notify in writing the time when the contractor shall deliver installation materials in the workplace and temporary facilities.
İdare, yüklenicinin işyerindeki montaj malzemeleri ile geçici tesislerin teslim edileceği zamanı yazılı olarak bildirir.

petar was given to him during a time when the former communist regime sought to assimilate bulgaria's turkish minority.
petar adı kendisine eski komünist rejimin bulgaristan'daki türk azınlığı asimile ettiği dönem sırasında verilmişti.

and the temporal lobe hallucinations are all-sense hallucinations, full of feeling, full of familiarity, located in space and time, coherent, dramatic.
temporal lob halüsinasyonları çoklu algılı halüsinasyonlardır. hislerle dolu, aşinalık hissettiğiniz belli bir zamanda ve ortamda geçen, uyumlu ve dramatik.