Vous avez cherché: noisy (Anglais - Turc)

noisy
gürültülü

noisy operation
gürültülü Çalışma

you must not be noisy.
gürültü yapmamalısın.

are wind farms noisy?
rüzgar çiftlikleri gürültülü mü?

don't be noisy here.
burada gürültülü olmayın.

his music is too noisy.
onun müziği çok gürültülü.

suddenly, it became noisy.
aniden gürültülü oldu.

this place is really noisy.
bu yer gerçekten gürültülü.

don't be noisy in this room.
bu odada gürültülü olmayın.

don't be so noisy, please.
Çok gürültücü olma, lütfen.

i used to work in a noisy room.
gürültülü bir odada çalışırdım.

i can't stand noisy children.
gürültü yapan çocuklara katlanamıyorum.

japan is an extremely noisy country.
japonya oldukça gürültülü bir ülkedir.

because we live in such a noisy world.
Çünkü o kadar gürültülü bir dünyada yaşıyoruz ki.

i dislike living in such a noisy place.
böyle gürültülü bir yerde yaşamayı sevmiyorum.

i don't like noisy music, such as rock.
gürültülü müzik, rock gibi, sevmiyorum.

the teacher scolded her class for being noisy.
Öğretmen, gürültücü olduğu için sınıfını hazırladı.

it's not english. it's noisy english.
bu İngilizce değildir. gürültülü İngilizcedir.

=== voice ===the common starling is a noisy bird.
=== ses ===sığırcık gürültücü bir kuştur.

we can think of ourselves as kind of a noisy channel.
kendimizi gürültülü bir kanal olarak düşünebiliriz.