Vous avez cherché: overturned (Anglais - Turc)

and the sepulchres are overturned,
kabirler deşildiği zaman,

and when the graves are overturned.
kabirler deşildiği zaman,

and the overturned towns he hurled down
altüst olan şehirleri de o böyle yaptı.

and he overthrew the town that was overturned,
altüst olan şehirleri de o böyle yaptı.

they fear a day when hearts and sights are overturned.
(onlar), yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği günden korkarlar.

so they will be overturned into hellfire, they and the deviators
ardından onlar ve öteki azgınlar cehennemin içine tıkılmıştır.

so yonder are their houses overturned, for they did wrong.
zulmetmeleri yüzünden, işte çökmüş evleri...

an appeals court overturned their convictions several months later.
aylar sonra bir temyiz mahkemesi mahkumiyet kararlarını bozdu.

and again, our notions of individuals as economic beings have been overturned.
ve yine, bizim bireysel ekonomik varlıklar olduğumuz görüşü tersine çevriliyor.

and fir'awn and those before him and the overturned cities committed sin.
fir'avn ve ondan öncekiler ve altüst olmuş kentler(in halkı olan lut kavmi) de hatalı iş yaptılar.

eventually, the libyan supreme court overturned the verdicts and ordered a new trial.
daha sonra libya yüksek mahkemesi kararları iptal ederek davanın yeniden görülmesini emretti.