Vous avez cherché: owned (Anglais - Turc)

immovable owned
taşınmaz mallar

owned by & group:
& grubu olan dosyalar: file size isn' t considered in the search

files owned by & user:
& sahibi olan dosyalar:

he lost everything he owned.
o, sahip olduğu her şeyi kaybetti.

electronic materials to be owned
en çok kullanılan dirençler

he owned up to his fault.
o,suçunu itiraf etti.

she left home with everything she owned.
sahip olduğu her şeyle birlikte evi terk etti.

how many cars have you owned so far?
Şimdiye kadar kaç tane arabanız oldu?

it's owned by extended families.
sahipleri geniş aileler.

he acted like he owned the place.
o, yerin sahibiymiş gibi davrandı.

rate of share owned in related firm (%)
İlişkili firmada sahip olunan hisse oranı (%)

skateparks may be privately or publicly owned.
kaykay parkları özel veya kamuya ait olabilir.

and he owned the whole of täby by himself.
ve täby'nin tamamına kendi başına sahip olmuştur.

tv.com is a website owned by cbs interactive.
tv.com, cbs interactive'in sahibi olduğu bir internet sitesidir.

he owned a gold and silver refinery in pforzheim.
pforzheim'de bir altın ve gümüş rafinerisi vardı.

albania seeks to privatise state-owned companies
arnavutluk kamu kuruluşlarını Özelleştirmek İstiyor

matav is owned by germany's deutsche telekom.
matav, alman deustche telekom'un yan kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor.

"before the psi, the debt was primarily privately owned.
"psi'den önce, borcun büyük kısmı özel sektöre aitti.

albania to privatise three state-owned companies this year
arnavutluk bu yıl üç kamu kuruluşunu özelleştirecek

each significant member of the medici family owned an estate.
her bir önemli medici ailesi üyesi bir gayrimenkule sahipti.