Vous avez cherché: part time (Anglais - Turc)

part time
yarı zamanlı

part
bölüm

part time farming
kısmi süreli çiftçilik

part-time contract
yarı zamanlı

my wife works part time.
karım kısa süreli çalışıyor.

could i work part-time?
part-time çalışabilir miyim?

i may have to work part time.
yarı zamanlı çalışmak zorunda kalabilirim.

i have to find a part-time job.
kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.

i know you're working part-time.
yarı zamanlı çalıştığını biliyorum.

a lot of students do part-time jobs.
birçok öğrenci part-time işler yapar.

i'll have to find a part-time job.
süreli bir iş bulmak zorunda kalacağım.

many students are looking for part-time jobs.
Çok sayıda öğrenci yarı zamanlı işler arıyor.

what kind of part-time job should i get?
ne tür bir yarı-zamanlı iş yapmalıyım?

she insisted on applying for a part-time job.
part-time bir iş başvurusu konusunda ısrar etti.

i decided that i would quit my part-time job.
part time işimden vazgeçmeye karar verdim.

"i have done my part, now it is time for others.
bu, siyasetin ve yaşamın kuralıdır."

a lot of their time is spent on part-time jobs.
onların zamanının çoğu kısmi zamanlı işlerde harcanır.

we're on the edge through a large part of the time.
Çoğu zaman... ...bıçak sırtında gibiyiz.

she got a part-time job so that she could study at college.
o, üniversitede öğrenim yapabilmek için kısa-süreli bir işte çalıştı.

part of the poem takes place in space we shared and time we shared.
Şiirin bir bölümü paylaştığımız alan ve zamanda geçiyor.