Vous avez cherché: phenomenal (Anglais - Turc)

it's phenomenal.
harikulade.

she had phenomenal strength.
olağanüstü bir gücü vardı.

it's a phenomenal thing.
İnanılmaz bir şey.

cl: and so she's phenomenal.
cl: bu kız harika.

the doctors and nurses were phenomenal.
doktorlar ve hemşireler muhteşemdi.

a phenomenal blog that's been built up.
harikulade bir blog kuruldu.

cl: joseph is phenomenal. he's brilliant.
cl: joseph olağanüstü. Çok zeki.

creatively speaking, it's just a phenomenal thing.
bu bir doğa olayı.

"we start from phenomenal filmmakers who were our professors at our academy.
zbaniç sözlerine şöyle devam etti: "akademide profesörlerimiz olan ve her biri birer fenomen sayılan yönetmenlerle başladık.

she was editor of vanity fair, one of the great phenomenal women of her day.
vanity fair dergisinin editörü olmuş, döneminin fenomen haline gelmiş kadınlarından.

it was unreal, phenomenal, impossible -- but we did it," she told setimes.
gerçek dışı, harika, imkansızdı - fakat başardık." dedi.

lonely rider caught ferry's "phenomenal concert" at the sava centre.
lonely rider ferry'nin sava centre'daki "olay konserini" kaçırmamış.

however, selling 10 million copies is still phenomenal compared to the album sales of most artists.
yine de, 10 milyon albüm satmak birçok sanatçıyla karşılaştırıldığında hâlâ olağanüstüdür.

it's this absolutely phenomenal disruption of the immune system that is the key to why people die of this virus.
hiç şüphe yok ki bağışıklık sistemi olağanüstü şekilde etkileniyor bu da virüsten ölüme giden bir kapı açıyordu.

and the ubiquitous force of this peer-to-peer revolution means that sharing is happening at phenomenal rates.
ve bu her yerde ve zamanda bulunabilen denkler arası devrim paylaşımın inanılmaz düzeylerde olduğu anlamına geliyor.

monads are centers of force; substance is force, while space, matter, and motion are merely phenomenal.
zerreler kuvvetin merkezleridir; töz kuvvetti, uzay, madde ve hareket sadece birer fenomen iken.

because what stem cells are -- they're these phenomenal cells that really have the ability to differentiate into any type of tissue.
Çünkü kök hücresi buna deniyor - kök hücresi, diğer dokulara değişme özelliğine sahip olağandışı hücrelere deniyor.

this is why exit after october 5th simply had to happen, the energy was so phenomenal -- similar to the energy of the 1960s hippie movement in america.
İşte bu yüzden, 5 ekim'den sonra exit gerçekleşmeliydi, enerji muhteşemdi - amerika'da 1960'lardaki hippie hareketinin enerjisine benziyordu.

so our publication rate over the past few months has been sort of minimized while we're re-engineering our back systems for the phenomenal public interest that we have.
son bir kaç ayda toplumdan gördüğümüz inanılmaz ilgiden dolayı kullandığımız sistemlerin mühendisliğini yenilerken yayın sayımız ve hızımız biraz azaldı.

it's absolutely phenomenal. the only downside is that it requires you to know how to text -- send a text message. nobody over 40 knows how to do that.
bu kesinlikle olağanüstü. tek kötü tarafı mesaj yazmayı bilmek zorunda olmanız-- mesaj göndermek. 40 yaşının üstündeki kimse bunun nasıl yapılacağını bilmiyor.