Vous avez cherché: present;present (Anglais - Turc)

present
göstermek

not present
çalışmıyor

present tense
Şimdiki zaman

all are present.
herkes mevcut.

battery present:
pil: battery state

feb '16 ~ present
Şubat 2016-günümüze

net present value
net bugünkü değer

no one was present.
hiç kimse yoktu.

i'll be present.
mevcut olacağım.

same as present (9a)
Şimdiki ile aynı (9a)

ann gave me this present.
ann bu hediyeyi bana verdi.

present continuous (english)
present continuous

both present serious challenges.
her iki mesele de oldukça ciddi zorluklar içeriyor.

it's his christmas present.
o, onun noel hediyesi.

and who quickly present themselves.
yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun

it's your birthday present."
o senin doğum dünü hediyen." dedi.

signifies life past, present, future.
geçmiş, mevcut, gelecek zamanı belirtiyor.

===2013–present: "a.k.a.
=== 2013-günümüz: a.k.a.

he certainly knows your present state.
o, sizin ne yolda, ne durumda olduğunuzu iyi bilir.

at present, s.m.a.r.t.
diskinizin s.m.a.r.t.