Vous avez cherché: provoketh (Anglais - Turc)

the fear of a king is as the roaring of a lion: whoso provoketh him to anger sinneth against his own soul.
onu kızdıran canından olur.

a people that provoketh me to anger continually to my face; that sacrificeth in gardens, and burneth incense upon altars of brick;
gözümün içine baka baka boyuna öfkelendirir beni.

and he put forth the form of an hand, and took me by a lock of mine head; and the spirit lifted me up between the earth and the heaven, and brought me in the visions of god to jerusalem, to the door of the inner gate that looketh toward the north; where was the seat of the image of jealousy, which provoketh to jealousy.
eli andıran bir şey uzatıp beni saçlarımdan tuttu. ruh beni yerle gök arasına kaldırdı ve tanrıdan gelen görümlerde yeruşalime, iç avlunun kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. tanrının kıskançlığını uyandıran kıskançlık putu orada dikiliydi.