Vous avez cherché: reproached (Anglais - Turc)

she reproached me for being lazy.
o, tembel olduğum için beni ayıpladı.

she reproached me for not answering the letter.
o, mektuba cevap vermediğim için bana sitem etti.

so turn thou from them; thou wilt not be reproached.
artık onlara aldırma. (davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

she said: that then is he in regard to whom ye reproached me.
"İşte" dedi, "bu gördüğünüz, beni hakkında kınadığınız (gençtir).

[allah] said, "get out of paradise, reproached and expelled.
(allah) buyurdu: "haydi, sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık.

she said: "so now you see! this is the one regarding whom you reproached me.
(kadın) dedi ki: "İşte siz, beni bunun için kınamıştınız!

kostunica has reproached the party for the involvement of some of its members in criminal and corruption affairs.
kostunica, bazı üyelerinin adlarının suç ve yolsuzluk olaylarına karışması nedeniyle partiyi kınadı.

these ten times have ye reproached me: ye are not ashamed that ye make yourselves strange to me.
hiç utanmadan saldırıyorsunuz.

and keep not thy hand chained to thy neck, nor outspread it widespread altogether, or thou wilt sit reproached and denuded.
ama onu büsbütün de salıverme. sonra kınanır, hasret içinde bir köşede büzülür kalırsın.

and do not keep your hand tied to your neck nor open it completely, lest you remain seated – reproached, weary.
ama onu büsbütün de salıverme. sonra kınanır, hasret içinde bir köşede büzülür kalırsın.

for even christ pleased not himself; but, as it is written, the reproaches of them that reproached thee fell on me.
Çünkü mesih bile kendini hoşnut etmeye çalışmadı. yazılmış olduğu gibi: ‹‹sana edilen hakaretlere ben uğradım.››

and let not thine hand be chained to thy neck, nor stretch it forth to the utmost stretching, lest thou sit down reproached, impoverished.
ama onu büsbütün de salıverme. sonra kınanır, hasret içinde bir köşede büzülür kalırsın.

the macedonian government signed the deal in june, despite speculation that doing so could mar its relations with the eu, which reproached romania last year when it became the first eu candidate to reach a similar bilateral agreement with the united states.
makedon hükümeti söz konusu anlaşmayı, ab ile ilişkilerinin zedelenebileceği yönündeki pek çok söylentiye rağmen, haziran ayında imzaladı. ab geçen yıl, abd ile aynı karşılıklı anlaşmayı imzalayan ilk ab adayı ülke olan romanya'yı kınamıştı.

this is the one regarding whom you reproached me. indeed i tried to tempt him to myself but he held back, although if he were not to follow my order, he would certainly be imprisoned and humiliated."
vallahi, ben onunla gönlümü eğlendirmek istedim de o masum bir tavırla bundan çekindi. ama, eğer kendisine emrettiğimi yapmazsa yemin ediyorum hapse tıkılacak ve horlananlardan olacaktır."

if ye be reproached for the name of christ, happy are ye; for the spirit of glory and of god resteth upon you: on their part he is evil spoken of, but on your part he is glorified.
mesihin adından ötürü hakarete uğrarsanız, ne mutlu size! Çünkü tanrının yüce ruhu üzerinizde bulunuyor.

"tom! do you realise that these sentences are very self-centred: they always either begin with or end with you! even both!" she reproached tom.
"tom! bu cümlelerin çok bencil olduğunun farkında mısın?: onlar her zaman ya seninle başlıyor ya da seninle bitiyor! hatta her ikisi!" o, tom'a serzenişte bulundu.