Vous avez cherché: restricts (Anglais - Turc)

macedonia restricts alcohol sales
makedonya alkol satışlarına kısıtlama getirdi

mary restricts the amount of meat in her diet.
mary, diyetinde et miktarını kısıtlıyor.

restricts the layout of the list of candidate words.
name of translators

the legislation restricts international adoptions to biological grandparents.
yasa, biyolojik büyük ebeveynlerin uluslararası evlat edinmesine kısıtlama getiriyor.

god dispenses the provisions to whomever he wills, and restricts.
allah dilediği kimsenin rızkını bollaştırır, dilediği kimsenin rızkını ise daraltır. o inkârcılar, sadece dünya hayatıyla sevinirler.

that reward actually narrows our focus and restricts our possibility.
bu ödül odağımızı daraltır ve olasılıklarımızı kısıtlar.

he extends provision for whom he wills and restricts [it].
dilediğine rızkı açar ve kısar.

allah extends provision for whom he wills and restricts [it].
allah dilediği kimsenin rızkını bollaştırır, dilediği kimsenin rızkını ise daraltır. o inkârcılar, sadece dünya hayatıyla sevinirler.

allah outspreads and restricts his provision to whomsoever he will of his worshipers.
allah kullarından dilediğine rızkı arttırır ve kısar.

the hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.

indeed, your lord extends provision for whom he wills and restricts [it].
doğrusu senin rabbin dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir.

but when he tries him and restricts his provision, he says, "my lord has humiliated me."
ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "rabbim beni zillete düşürdü." der.

and if he tests him and restricts his livelihood – thereupon he says, “my lord has degraded me!”
ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "rabbim beni zillete düşürdü." der.

but whenever he tests him, and restricts his livelihood for him, he says, “my lord has insulted me.”
onu imtihan edip rızkını daralttığında ise "rabbim beni önemsemedi" der.

therefore, today i will restrict my presentation to the period before the insured event occurs.
bu nedenle, bugün sunumumu sigortalanan olay ortaya çıkmadan önceki dönemle sınırlayacağım.