Vous avez cherché: seduce (Anglais - Turc)

seduce
baştan çıkarma

you seduce me
sen azdırmak beni

cannot seduce away from him.
hiçbiriniz, allah'a karşı azdırıp saptıramazsınız.

many of humankind did ye seduce.
siz insanlarla çok uğraştınız" der.

they seduce you. they humiliate you.
sizi baştan çıkartırlar. sizi aşağılarlar.

i tried to seduce him but he abstained.
and olsun ki onun olmak istedim, fakat o iffetinden dolayı çekindi.

i did try to seduce him, but he resisted.
and olsun ki onun olmak istedim, fakat o iffetinden dolayı çekindi.

his master's wife then tried to seduce him.
derken, evinde bulunduğu hanım, onun nefsinden murad alıp yararlanmak istedi.

he said, “by your majesty, i will seduce them all.
(İblis) dedi: "senin izzet ve şerefine and olsun ki, onların tümünü azdıracağım."

he said, “it was she who tried to seduce me.”
(yusuf) dedi ki: "onun kendisi benden murad almak istedi."

joseph said, "it was she who sought to seduce me."
yûsuf dedi ki: "o, gönlünü eğlendirmek için beni kullanmak istedi."

[joseph] said, "it was she who sought to seduce me."
(yusuf) dedi ki: "onun kendisi benden murad almak istedi."

(joseph) said: "it was she who wanted to seduce me."
(yusuf) dedi ki: "onun kendisi benden murad almak istedi."

seduces
stiller