Vous avez cherché: send me yours pics i will post it (Anglais - Turc)

send me your nude pics
🇹🇷bu dili bilyormusun?

send me your pic
bana fotoğrafını gönder

can you send me your picture i want to see you
can you send again your pictures my mother want to see you please

send me your picture.
bana resmini gönder.

: send me your whatsapp
: bana whatsapp'ını: send me your whatsapp r

send me your facebook account
bana whats app numaranı gönder

send me your whats app number
whats app numaranızı bana gönderin

can you send me your picture?
resmini atarmisin

please send me your whatsapp number
lütfen bana whatsapp numaranızı gönderin

i will do that after u send me money
i will do that after u send me money

please send me your whatsapp number with country code
lütfen bana whatsapp numaranızı gönderin

send me your whats app number so we can talk there
whats app numaranızı bana gönderin

you are welcome to email me your preferred plan, cpa or revenue sharing and i will email you my offer.
bana, tercih ettiğiniz plan, cpa veya gelir paylaşımıyla ilgili e-posta gönderebilirsiniz ben de size teklifimi gönderirim.

you are welcome to email me your preferred plan, cpa or revenue sharing and i will email you an improved deal offer
bana, tercih ettiğiniz plan, cpa veya gelir paylaşımıyla ilgili e-posta gönderebilirsiniz ben de size iyileştirilmiş anlaşma teklifimi gönderirim.

she said, "why don't you send me your paintings?
bana "neden resimlerinden bazılarını bana yollamıyorsun?" dedi.

but the one who was freed and remembered after a time said, "i will inform you of its interpretation, so send me forth."
(zindandaki) iki kişiden kurtulmuş olan, uzun bir zaman sonra (yusufu) hatırlayarak dedi ki: ben size onun yorumunu haber veririm, beni hemen (zindana) gönderin.

the one who was released said, having remembered after a time, “i will inform you of its interpretation, so send me out.”
(zindandaki) iki kişiden kurtulmuş olan, uzun bir zaman sonra (yusufu) hatırlayarak dedi ki: ben size onun yorumunu haber veririm, beni hemen (zindana) gönderin.

if they try to force you to associate with me that of which you have no knowledge, do not obey them. live with them honourably in the world, but follow the way of him who turns to me. your returning is to me in the end, when i will tell you what you did.
eğer o hususta bir bilgin olmadığı halde, bana şirk koşman için savaşırlarsa seninle, itaat etme onlara ve dünyada iyilik et onlara ve dönüp benim itaatimi kabul edenlerin yoluna uy, sonra dönüp geleceğiniz yer, benim tapımdır; neler yaptığınızı ben haber vereceğim size.

and of the two the one who was released said – and after a long time he had remembered – “i will tell you its interpretation, therefore send me forth.”
(zindandaki) iki kişiden kurtulmuş olan, uzun bir zaman sonra (yusufu) hatırlayarak dedi ki: ben size onun yorumunu haber veririm, beni hemen (zindana) gönderin.