Vous avez cherché: send the receipt and the back of card (Anglais - Turc)

receipt and the date of acknowledgement or service;
sahiplerinin isimleri ve adresleri;

use to select the font for displaying text on the back of the card
kartın arkasında gösterilecek metin için yazıtipi seçmek için kullan

he knows the area like the back of his hand.
o, alanı elininin arkası gibi bilir.

deciphering the back of the box
kutu arkasının şifresinin çözülmesi

# on the back of shirt.
# formanın sırtında.

she went to the back of the line.
sıranın arkasına gitti.

show images on the back of flashcard
hafıza kartının arkasında resimleri göster

a real joy is the new monitor on the back of the camera.
ve en büyük keyif alacağınız nokta da arka tarafta bulunan geniş lcd ekran.

coming from between the back and the ribs.
(bu su,) bel kemiği ile kaburgalar arasında(ki organlar)dan çıkar.

it's at the back of the building.
o, binanın arka tarafındadır.

it was prying my fingers apart and moving to the back of my hand.
parmaklarımı ayırıp elimin arka tarafına geçiyordu.

and there is something else i believe in the back of your mind you also know.
ve başka bir şey daha var inanıyorum ki sizin de aklınızdadır ve siz de farkındasınızdır ki

i know this run so well, by the back of my hand.
yolu avcumun içi gibi biliyordum.

the large screen on the back of the camera is a good replacement for the viewfinder.
optik vizörün yerini alan lcd ekranın görüntüsü kaliteli.

he disappeared into a dark corner at the back of the shop.
mağazanın arkasındaki karanlık bir köşede gözden kayboldu.

it's got bumps on the back of its wing covers.
kanat kapaklarının arkasında çıkıntılar var.

the player's character eventually falls in combat, and awakes in the back of a truck filled with bodies.
oyuncu karakteri nihayetinde çarpışmalarda mahvolur, cesetlerle dolu bir kamyonun kasasında uyanır.

it also has coiled electronics that witricity has put into the back of it.
ayrıca witricity'nin arkasına taktığı bobin elektroniği de eklenmiş.

he was a passenger in a car that crashed into the back of a truck.
bir kamyonun arkasına çarpan bir arabanın içinde yolcuydu.

i'm going to go across india on the back of an elephant.
hindistan'ı dolaşacağım, bir filin sırtında.