Vous avez cherché: shaping (Anglais - Turc)

noise shaping
gürültü şekillendirme

shaping aluminium to perfection
shaping aluminium to perfection

they are shaping our very desires.
arzularımızı şekillendiriyorlar.

they are shaping the way we consume.
tüketim tarzımızı şekillendiriyorlar.

shaping you into any form he pleased?
dilediği bir biçimde seni oluşturdu.

it's shaping a new way of being.
yeni bir varoluşu şekillendiriyor.

this shaping can be performed through the group policy.
bu şekillendirmeler grup İlkesi sayesinde yapılabilir.

*"the shaping of a behaviorist: part two of an autobiography", 1979.
* the shaping of a behaviorist: part two of an autobiography, 1979.

experts interviewed by setimes say economic and political factors are shaping official policy.
setimes'ın görüştüğü uzmanlara göre bu konudaki resmi politikayı, ekonomik ve siyasi etkenler şekillendiriyor.

it has an advisory function in shaping university and science policies and is funded from membership fees.
Üniversite ve bilim politikalarýný þekillendirmede danýþmanlýk iþlevi vardýr ve üyelik ücretleriyle finanse edilir. kýsaltma: dhv.

the akp leader wants clarification concerning the role turkey would play in shaping post-war iraq.
akp lideri, savaş sonrası irak'ın yeniden yapılandırılması konusunda türkiye'nin rolünün netlik kazanmasını istiyor.

jakobson was an instrumental figure in shaping finland's policy of neutrality during the cold war.
finlandiya'nın soğuk savaş sırasında tarafsız bir politika izlemesine katkıları oldu.

* ledley, t. s., 1991: snow on sea ice: competing effects in shaping climate.
* ledley, t. s., 1991: snow on sea ice: competing effects in shaping climate.

he played a crucial role in shaping the soviet navy, particularly the baltic and black sea flotillas during the second world war.
İvan İsakov sovyet donanmasında, özellikle İkinci dünya savaşı sırasında baltık ve karadeniz deniz kuvvetleri'ne şekil verilmesinde önemli bir rolü oynadı.

it said that the aim of all countries in the region was to become members of the eu and to take part in shaping europe's future.
deklarasyonda bölgedeki tüm ülkelerin amacının ab'ye üye olmak ve avrupa'nın geleceğini şekillendirmede rol almak olduğu belirtildi.

leading turkish economists as well as international experts attended the five days of discussions, aimed at shaping turkey's future economic policies.
türkiye'nin gelecekteki ekonomi politikalarını şekillendirme amaçlı beş günlük görüşmelere önde gelen türk iktisatçılarının yanı sıra uluslararası uzmanlar katıldı.

a range of unfolding trends are shaping the future european and global context, and many of these are outside the realm of europe's direct influence.
ortaya çıkan bir dizi eğilim, avrupa çapında ve küresel bağlamda geleceği şekillendirmektedir ve bunlardan birçoğu avrupa’nın doğrudan etki alanının dışında kalmaktadır.

according to topic, sdp has little room to insist on its principles, as the party risks losing the most in the elections and forfeiting its chance to participate in shaping the future of bih.
topiç'e göre sdp, seçimlerde kaybetme riski en yüksek olduğu ve bh'nin geleceğini biçimlendirmede yer alma şansını kaybettiği için, ilkeleri üzerinde diretme lüksüne pek sahip değil.

however, the development that is most central to shaping european collaboration and future actions on the drug issue is the new eu drug strategy for 2005–12 and its two accompanying action plans.
ancak, uyuşturucu konusunda avrupa’da işbirliğini ve gelecek eylemleri şekillendirecek en önemli gelişme, yeni 2005-2012 ab uyuşturucu stratejisi ile buna eşlik eden iki eylem planıdır.

"for many years turkey has been shaping its greek cyprus policy, while at the same time turning a blind eye to turkish cypriot society," senel said.
Şenel, "türkiye yıllardır kıbrıs rum politikasını şekillendirirken, bir yandan da kıbrıs türk toplumuna sırt çeviriyor." dedi.