Vous avez cherché: spoon (Anglais - Turc)

spoon
kaşık

grab a spoon.
bir kaşık alın.

give me the spoon.
bana kaşık verin.

this spoon is for tea.
bu kaşık çay için.

we eat soup with a spoon.
biz bir kaşıkla çorba yeriz.

could we have a spoon?
bir kaşık alabilir miyiz?

1 gay spoon of dry yeast
baiser

there is a spoon missing.
kayıp bir kaşık var.

he dipped his spoon into the soup.
kaşığını çorbaya daldırdı.

could somebody get me a spoon?
birisi bana kaşık verebilir mi?

she stirred her coffee with a spoon.
bir kaşıkla kahvesini karıştırdı.

she stirred her tea with a little gold spoon.
küçük altın bir kaşıkla çayını karıştırdı.

one golden spoon of ten shekels, full of incense:
buhur dolu on şekel ağırlığında altın bir tabak;

you get past me, the guy behind me has a spoon."
beni geçtin, arkamdakinin kaşığı vardı.''

spoon is an american rock band formed in austin, texas.
spoon austin, texas merkezli abd'li indie rock grubu.

the stars are sometimes replaced by symbols such as a fork or spoon.
yıldızların yerine çatal veya kaşık da sembol olarak kullanılabilir.

for some magicians or mentalists, sometimes the spoon will bend or melt, sometimes it will not.
bazı sihirbazlar ve zihin okuyucular için kaşık bazen kıvrılacak ya da eriyecek, bazen olmayacaktır.

the fork and spoon were introduced by king chulalongkorn after his return from a tour of europe in 1897 ce.
Çatal ve kaşık ilk kez 1897 yılında yaptığı bir avrupa turundan dönüşünde kral chulalongkorn tarafından kullanılmıştır.

serve hot halva on small plates using a wet spoon to take it out of the pan part by part, forming small, spoon-shaped cookies.
helvayı ıslak bir kaşıkla tencereden alarak kaşık şeklinde küçük topaklar halinde sıcak sıcak servis edin.

it is easily recognisable by its stout, tailless body; round, fluffy ears; and large, spoon-shaped nose.
kalın ve kuyruksuz gövdesi, yuvarlak ve tüylü kulakları ile büyük ve kaşık şeklinde burnu ile kolayca tanınır.