Vous avez cherché: taping (Anglais - Turc)

but this taping business, fine, let it go.
ama kaydetme işi, tamam, boşverin.

taping and remixing and sharing with your friends is okay.
kaydedip kaset hazırlamak ve arkadaşlarla paylaşmakta sorun yok.

the poor pc guy. they're duct taping his head. they're just wrapping it on him.
zavallı pc adamı, kafası koli bantlı, sadece onun üzerinde sarıyorlar.

the arrests occurred after undercover police officers collected evidence by posing as taxi and truck drivers while covertly taping toll operators, their supervisors and controllers as the officers passed through toll gates.
tutuklamalar, taksi ve kamyon şoförü kılığındaki sivil polislerin ödeme gişelerinden geçerken gişe görevlileri, onların amirleri ve kontrol görevlilerinin konuşmalarını gizlice kaydederek delil toplamaları sonrasında meydana geldi.

in 2002, usaid transformed brcko's former army barracks into a court complex with taping rooms for witness questioning, clerks' offices and courtrooms.
2002 yılında usaid, brcko'nun eski kışlasını tanık sorgulamada kullanılan kayıt odaları, avukat odaları ve mahkeme salonlarıyla bir adliye kompleksine dönüştürdü.

what the audio home recording act of 1992 said was, look, if people are taping stuff off the radio and then making mixtapes for their friends, that is not a crime. that's okay.
1992 evde ses kayıt hareketi şunu diyordu: bakın, eğer insanlar evde radyodan kayıt yapıp arkadaşları için kaset hazırlıyorlarsa bu bir suç değildir. herşey yolunda.

"in 2010, former u.s. president george h. w. bush attended the taping of a swift television special in kennebunkport, maine, and later described swift as "unspoiled" and "very nice.
2010'da eski abd başkanı george h. w. bush swift'tin kennebunkport, maine'de, video klibi için hazırlanan özel televizyon yayına katıldı.