Vous avez cherché: uninteresting (Anglais - Turc)

uninteresting
dikkat

tom is uninteresting.
tom ilgi çekici değil.

you're uninteresting.
sen ilginç değilsin.

it's so uninteresting.
bir o kadar da yavan

the majority of the songs became uninteresting.
Şarkıların çoğunluğu ilginç olmadı.

those learning it think it's disconnected, uninteresting and hard.
Öğrenenler onun ilgi çekici olmadığını, tutarsız ve zor olduğunu düşünüyorlar.

becic says the campaign to sell nato to montenegrins is "simply sad, totally uninteresting and counterproductive".
beciç, nato'yu karadağ halkına satma amaçlı kampanyanın "basitçe üzüntü verici, tamamen cansız ve geri tepici" olduğunu söyledi.

when this picture appeared, that well-known scientific journal, the new york times, wrote in its editorial, "mars is uninteresting.
bu fotoğraf, çok tanınan bilimsel dergi new york times'da yayınlandığı zaman, başyazı şöyleydi: "mars ilginç değil.

some have claimed that the phenomena demonstrated in the above experiments are uninteresting inasmuch as they express “mistakes” that disappear once the subjects learn of their existence. they contend that economists are not interested in traders who believe that 1 1 = 3; similarly, they should not be interested in agents who are subject to framing affects.
bazıları, yukarıdaki deneylerde ortaya çıkarılan olguların, özneler varlıklarını öğrendiklerinde ortadan kaybolan “hataları” ifade ettikleri için ilgisiz olduğunu iddia etmişlerdir. ekonomistlerin 1 1 = 3; benzer şekilde, çerçeveleme etkilerine maruz kalan ajanlarla ilgilenmemelidirler.