Vous avez cherché: you are bad (Anglais - Turc)

you are
rica ederim kardesim

you are weak
orospu çocuğu

you are big.
sen büyüksün.

you are here:
buradasınız:

you are stupid
you are stupid

you are disgusting.
İğrençsin.

you are turkish?
sen turk musun

these are bad eggs.
bunlar kötü yumurtalardır.

black cats are bad luck.
siyah kediler kötü şanstır.

some of these apples are bad.
bu elmalardan bazıları kötüdür.

cold, damp days are bad for your health.
soğuk ve nemli günler sağlığın için kötüdür.

things are bad enough as they are."
...durum onların var olduğu gibi yeterince kötü." dedi.

we all are bad in someone's story
hepimiz birinin hikayesinde kötüyüz

both drinking and smoking are bad for the health.
alkol ve sigara içmek sağlık için kötüdür.

and you can see on the top that cancers which are bad show insertions or deletions.
ve üstte görebileceğiniz gibi kanser, ekleme ve çıkarmaların bir kötü şovudur.

maybe some things are bad traditions and they need to be changed.
belki de bazı şeyler sadece kötü geleneklerdir ve değiştirilmeleri gerekiyordur.

i put the bad pictures up too, because there are bad pictures.
buraya kötü resimleri de koydum, çünkü kötü resimler de var.

head injuries are bad for you. they lead to parkinson’s disease.
kafaya alınan hasarlar sizin için kötü. parkinson hastalığı'na yol açıyorlar.

there are good liars and there are bad liars. there are no real original liars.
İyi yalancılar var, bir de kötü yalancılar. gerçek esas yalancılar yoktur.

and so indeed, there are times when we can find ingredients that [are] bad.
gerçekten de zaman zaman kötü malzemeler bulduğumuz oluyor.