Vous avez cherché: que dieu t’aide (Français - Turc)

que dieu facilite
allah rahatlık versin

que dieu nous protège du mauvais œil
tanrı seni nazardan korusun

merci, que dieu te bénisse ma fille akkiz
teşekkür ederim allah razı olsun

celui qui a reçu son témoignage a certifié que dieu est vrai;
onun tanıklığını kabul eden, tanrının gerçek olduğuna mührünü basmıştır.

ceci est le sang de l`alliance que dieu a ordonnée pour vous.
‹‹tanrının uymanızı buyurduğu antlaşmanın kanı budur›› dedi.

que dieu me pèse dans des balances justes, et il reconnaîtra mon intégrité!
kusursuz olduğumu görsün-

hénoc marcha avec dieu; puis il ne fut plus, parce que dieu le prit.
tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü tanrı onu yanına almıştı.

c`est ce jésus que dieu a ressuscité; nous en sommes tous témoins.
tanrı, İsayı ölümden diriltti ve biz hepimiz bunun tanıklarıyız.

c`est ce que fit noé: il exécuta tout ce que dieu lui avait ordonné.
nuh tanrı'nın bütün buyruklarını yerine getirdi.

a l`homme qui ne sait où aller, et que dieu cerne de toutes parts?
Çevresini tanrının çitle çevirdiği kişiye?

telle est la part que dieu réserve au méchant, tel est l`héritage que dieu lui destine.
budur tanrı'nın ona verdiği miras.››

après les avoir salués, il raconta en détail ce que dieu avait fait au milieu des païens par son ministère.
pavlus, onların hal hatırını sorduktan sonra, hizmetinin aracılığıyla tanrının öteki uluslar arasında yaptıklarını teker teker anlattı.

en effet, ce n`est pas à des anges que dieu a soumis le monde à venir dont nous parlons.
tanrı, sözünü ettiğimiz gelecek dünyayı meleklere bağlı kılmadı.

car celui que dieu a envoyé dit les paroles de dieu, parce que dieu ne lui donne pas l`esprit avec mesure.
tanrının gönderdiği kişi tanrının sözlerini söyler. Çünkü tanrı, ruhu ölçüyle vermez.

nous savons que dieu a parlé à moïse; mais celui-ci, nous ne savons d`où il est.
tanrının musayla konuştuğunu biliyoruz. ama bu adamın nereden geldiğini bilmiyoruz.››

balaam prononça son oracle, et dit: hélas! qui vivra après que dieu l`aura établi?
kim sağ kalabilir?

arrivés à jérusalem, ils furent reçus par l`Église, les apôtres et les anciens, et ils racontèrent tout ce que dieu avait fait avec eux.
yeruşalime geldiklerinde inanlılar topluluğu, elçiler ve ihtiyarlarca iyi karşılandılar. tanrının kendileri aracılığıyla yapmış olduğu her şeyi anlattılar.

car ce n`est pas un esprit de timidité que dieu nous a donné, mais un esprit de force, d`amour et de sagesse.
Çünkü tanrı bize korkaklık ruhu değil, güç, sevgi ve özdenetim ruhu vermiştir.

c`est à vous premièrement que dieu, ayant suscité son serviteur, l`a envoyé pour vous bénir, en détournant chacun de vous de ses iniquités.
tanrı, sizleri kötü yollarınızdan döndürüp kutsamak için kulu'nu ortaya çıkarıp önce size gönderdi.››

aussi l`Écriture, prévoyant que dieu justifierait les païens par la foi, a d`avance annoncé cette bonne nouvelle à abraham: toutes les nations seront bénies en toi!
kutsal yazı, tanrının öteki ulusları imanlarına göre aklayacağını önceden görerek İbrahime, ‹‹bütün uluslar senin aracılığınla kutsanacak›› müjdesini önceden verdi.