Vous avez cherché: vivos (Latin - Turc)

vivos voco
ben oturma ölü flaşlı mola yasını çağrı

forte vivos degluttissent nos cum irasceretur furor eorum in no
gördüğümüz hakaret yeter de artar.

qui reddent rationem ei qui paratus est iudicare vivos et mortuo
onlar, ölüleri de dirileri de yargılamaya hazır olan tanrıya hesap verecekler.

at ille sive ait pro pace veniunt adprehendite eos vivos sive ut proelientur vivos eos capit
ben-hadat, ‹‹İster barış, ister savaş için gelsinler, onları canlı yakalayın›› dedi.

testificor coram deo et christo iesu qui iudicaturus est vivos ac mortuos et adventum ipsius et regnum eiu
tanrının ve dirilerle ölüleri yargılayacak olan mesih İsanın önünde, onun gelişi ve egemenliği hakkı için sana buyuruyorum: tanrı sözünü duyur. zaman uygun olsun olmasın, bu görevi sürdür. İnsanları tam bir sabırla eğiterek ikna et, uyar, isteklendir.

praecipiet ei qui purificatur ut offerat pro se duos passeres vivos quos vesci licitum est et lignum cedrinum vermiculumque et hysopu
pak kılınacak kişi için iki temiz, canlı kuş, sedir ağacı, kırmızı iplik ve mercanköşkotu getirilmesini buyuracak.

qui ait conprehendite eos vivos quos cum conprehendissent vivos iugulaverunt eos in cisterna iuxta camaram quadraginta duos viros et non reliquit ex eis quemqua
yehu adamlarına, ‹‹bunları diri yakalayın!›› diye buyruk verdi. onları diri yakalayıp beyteket kuyusu yakınında kılıçtan geçirdiler. Öldürülenler kırk iki kişiydi. sağ kalan olmadı.