Vous avez cherché: infrutiferamente (Portugais - Turc)

Mas Roma não tinha conhecimento da secreta mágoa que despedaçava Ben-Hur da mãe e da irmã por quem ele tinha procurado longa e infrutiferamente.
Ama Roma Ben-Hur'un annesi ve kizkardesini uzun süredir arayip buIamama acisini umursamamisti.

- Infrutífero. Certo.
- Boş konuşuyorsunuz.

Ben... quando eu soube que o meu transplante de medula óssea fora infrutífero...
Ben, demek istediğim... Kemik iliği naklinin basarîsiz olacağını Öğrendiğim zaman...

Ele acaba com os seus esforços infrutíferos, Doa o seu corpo à ciência, E espera pela morte.
Vücudumu adadığım bilimsel araştırmalarımdan, nafile çabalarımdan vazgeçtim ve öylece ölümü bekleyeceğim.

Entretanto, o interrogatório da Maggie ao Buster era infrutífero.
Adalet, dur. Burada dur! Bana bunları anlat, Chareth.

Há vários nomes que me vêm à cabeça, mas como são todos de indivíduos que foram mortos no incêndio... suspeito que o esforço de os tentarem interrogar se vai revelar infrutífero.
Aklıma birkaç isim geliyor ama onlar da yangında ölenler. Onları sorgulamanın bir faydası olacağını sanmıyorum.

Mas um ano infrutífero de tiros nos vazios. Com o tempo o teu pai foi caíndo ainda mais na depressão incuráel. Oh!
Ancak, meyvesiz ve bomboş geçen bir yıl babasını önüne geçilemeyen depresyonunun daha da derinlerine itti.

Os esforços do teu amigo revelar-se-ão infrutíferos!
Arkadaşlarının çabaları sonuçsuz kalacak.

Os esforços para encontrar quem cometeu o crime egoísta contra o ambiente, que causou o nosso aprisionamento, foram infrutíferos.
İyi akşamlar, ben Kent Brockman.

Os feitos dele incluem fugir da escola aos 16 anos, e um enorme rol de trabalhos infrutíferos.
Başarıları arasında 16 yaşında liseyi bırakmak ve ipe sapa gelmez işler tutmak geliyor.

Os meus esforços para abrir o painel, foram infrutíferos.
Kapıyı açma çabalarım sonuçsuzdu.

Procurar a sua aprovação será infrutífero.
Onun onayını beklemek nafile bir çaba olur.

Quando penso na luta dela, nos seus pedidos de ajuda infrutíferos.
Çirpinislarini, bosa haykirislarini düsündükce...

Que mudança, senhoras e senhores no rufia que o Estado castigou por dois anos num castigo infrutífero!
Buradaki nasıl bir değişiklik, bayanlar ve baylar. Bu serseri devletin haşmetine uğradı, iki yıl boyunca cezasını çekerek.

Se os negócios mostrarem-se infrutíferos, pode fazer sucesso em cima de um palco.
İşlerinizde umduğunuzu bulamazsanız şansınızı sahnede deneyebilirsiniz.

É infrutifero.
Faydası yok.

É um esforço infrutífero.
Boşa uğraşma.

Porque se eu orar em língua, o meu espírito ora, sim, mas o meu entendimento fica infrutífero.
Bilmediğim dille dua edersem ruhum dua eder, ama zihnimin buna katkısı olmaz.

Porque, se em vós houver e abundarem estas coisas, elas não vos deixarão ociosos nem infrutíferos no pleno conhecimento de nosso Senhor Jesus Cristo.
Çünkü bu niteliklere artan ölçüde sahip olursanız, Rabbimiz İsa Mesihi tanımakta etkisiz ve verimsiz olmazsınız.