Vous avez cherché: blagoslovi (Serbe - Turc)

da te blagoslovi gospod i da te èuva!
ve korusun;

ali bez svakog izgovora manje blagoslovi veæe.
hiç kuşkusuz, kutsayan kutsanandan üstündür.

gospod da vas blagoslovi, tvorac neba i zemlje!
sizleri kutsasın.

a saul reèe: gospod da vas blagoslovi, što me požaliste.
saul, ‹‹rab sizi kutsasın! bana acıdınız›› dedi,

i stojeæi blagoslovi sav zbor izrailjev, glasom velikim govoreæi:
ayakta durup bütün İsrail topluluğunu yüksek sesle şöyle kutsadı:

blagoslovi su nad glavom pravedniku, a usta bezbožnièka pokriva nasilje.
kötülerse zorbalıklarını sözle gizler.

on je svoj govor završio rečima "neka bog blagoslovi hrvatsku."
bush konuşmasını "tanrı hırvatistan'ı korusun." diyerek bitirdi.

i izvede ih napolje do vitanije, i podignuvši ruke svoje blagoslovi ih.
İsa onları kentin dışına, beytanyanın yakınlarına kadar götürdü. ellerini kaldırarak onları kutsadı.

amilo šesti, isahar sedmi, feultaj osmi; jer ga blagoslovi bog.
altıncısı ammiel, yedincisi İssakar, sekizincisi peulletay. Çünkü tanrı ovet-edomu kutsamıştı.

i blagoslovi narod sve ljude koji sami od svoje volje pristaše da sede u jerusalimu.
halk yeruşalimde yaşamaya gönüllü olanların hepsini kutladı.

i okrenuvši se licem svojim car blagoslovi sav zbor izrailjev, a sav zbor izrailjev stajaše.
kral ayakta duran bütün İsrail topluluğuna dönerek onları kutsadıktan sonra

a ovo je blagoslov kojim blagoslovi mojsije, èovek božji sinove izrailjeve pred smrt svoju.
tanrı adamı musa, ölümünden önce İsraillileri kutsadı.

i doæi æe na te svi ovi blagoslovi, i steæi æe ti se, ako uzaslušaš glas gospoda boga svog,
tanrınız rabbin sözünü dinlerseniz, şu bereketler üzerinize gelecek ve sizinle olacak:

ali onaj koji se ne broji od njihovog roda, uze desetak od avraama, i blagoslovi onog koji ima obeæanje.
melkisedek ise levili kâhinlerin soyundan olmadığı halde, vaatleri alan İbrahimden ondalık kabul etmiş ve onu kutsamıştır.

i ne pozna ga, jer mu ruke behu kao u isava brata njegovog rutave: zato ga blagoslovi;
onu tanıyamadı. Çünkü yakupun elleri ağabeyi esavın elleri gibi kıllıydı. İshak onu kutsamak üzereyken,

a bog svemoguæi da te blagoslovi, i da ti da veliku porodicu i umnoži te, da od tebe postane mnoštvo naroda,
her Şeye gücü yeten tanrı seni kutsasın, verimli kılsın, soyunu çoğaltsın; soyundan halklar türesin.

a on uze onih pet hlebova i obe ribe, i pogledavši na nebo blagoslovi ih i prelomi, i davaše uèenicima da razdadu narodu.
İsa, beş ekmekle iki balığı aldı, gözlerini göğe kaldırarak şükretti; sonra bunları böldü ve halka dağıtmaları için öğrencilerine verdi.

a kad èu isav reèi oca svog, vrisnu glasno i ožalosti se veoma, i reèe ocu svom: blagoslovi i mene, oèe.
esav babasının anlattıklarını duyunca, acı acı haykırdı. ‹‹beni de kutsa, baba, beni de!›› dedi.

i blagoslovi ih bog govoreæi: radjajte se i množite se, i napunite vodu po morima, i ptice neka se množe na zemlji.
tanrı, ‹‹verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın›› diyerek onları kutsadı.

a ujutru rano usta lavan, i izljubi svoju unuèad i kæeri svoje, i blagoslovi ih, pa otide, i vrati se u svoje mesto.
lavan sabah erkenden kalktı; torunlarını, kızlarını öpüp kutsadıktan sonra evine gitti.