Vous avez cherché: elemente (Serbe - Turc)

takođe sadrži otomanske elemente.
yapı osmanlı temaları da taşıyor.

mnoge njegove elemente već su bili preneli međunarodni mediji.
Öneride yer alan pek çok madde, zaten daha önceden uluslararası medyada yer almıştı.

prema kankarašovom mišljenju, projekat ima sve neophodne elemente za uspeh.
kankaras’a göre proje, başarı için gereken her şeye sahip.

međutim, odgovori nisu objavljeni zato što sadrže poverljive elemente o procesu.
ancak yanıtlar, süreçle ilgili gizli bilgiler içerdiği için kamuoyuna açıklanmadı.

novi izborni sistem preuzima brojne već postojeće elemente, ali uvodi i značajne promene.
yeni seçim sistemi, büyük ölçüde eski sisteme dayanmakla birlikte bazı önemli değişiklikler de içeriyor.

stoga, borba protiv korupcije ima očigledne elemente selektivnosti, zavisnosti od političke volje i nedoslednosti.
bu nedenle yolsuzlukla mücadele çalışmalarında kayırmacılık, siyasi iradeye bağımlılık ve istikrarsızlığın etkileri görülüyor.

sve je važnije razumeti, proučavati i mapirati elemente geohazarda da bi se razumela šteta koju bi oni mogli da prouzrokuju.
jeolojik risk unsurlarının yol açabileceği hasarın farkında olabilmek için, bu risklerin anlaşılması, incelenmesi ve harita üzerinde gösterilmesi büyük önem taşıyor.

nova antikorupcijska kancelarija u sarajevu sudije i tužioce vidi kao prioritetne elemente u pogledu takvih napora za preispitivanje vrednosti i kulture.
saraybosna'da açılan yeni yolsuzlukla mücadele ofisi, değerlerin ve kültürün elden geçirilmesi çabalarında yargıçlar ve savcıları öncelik olarak görüyor.

sredstva će biti iskorišćena za modernizaciju opreme i proširenje proizvodnje ove kompanije, koja proizvodi pvc, aluminijumsku stolariju i drvene elemente.
kaynaklar pvc, alüminyum doğrama ve ahşap eleman üreten firmada donanım modernizasyonu ve üretim artırımında kullanılacak.

"uklonite štetne elemente i odmah počnite reforme", rekao je duran u izjavi televizijskoj stanici rtv21.
duran rtv21 televizyon kanalına verdiği demeçte, "yıkıcı unsurları temizleyin ve derhal reformlara başlayın." dedi.

irski ambasador u bosni i hercegovini patrik a. mekejb izjavio je 1. jula da eu ne prihvata pristup evropskoj integraciji koji uključuje poddržavne elemente.
İrlanda'nın bosna-hersek büyükelçisi patrick a. mccabe 1 temmuz'da yaptığı açıklamada, ab'nin avrupa üyeliğine devlet altı unsurlar içeren bir yaklaşımı kabul etmediğini söyledi.

mi ćemo pomoći proces rešavanja problema sa našim južnim susedom koji se odnosi na pitanje imena, kako bi se utvrdilo da ime makedonija ne odražava elemente nacionalnog ili ideološkog ekskluziviteta.
güney komşumuzla aramızdaki isim anlaşmazlığıyla ilgili sorunu çözme sürecine, makedonya adının ulusal veya ideolojik inhisarilik unsurlarını yansıtmayacağını belirleyerek yardımcı olacağız.

prema rečima zamenika podsekretara ministarstva inostranih poslova, nabija sensoja, plan uključuje sve elemente državničke mudrosti, diplomatiju, kriminalističke službe i presecanje finansijskih veza.
dışişleri bakanlığı müsteşar yardımcısı nabi Şensoy'a göre plan, devlet idaresi, diplomasi, yasa uygulama ve mali kaynakların kesilmesi alanlarındaki her türlü unsuru bünyesinde barındırıyor.

balet je baziran na legendama sa celog balkana i uključuje muzičke i igračke elemente iz folklorne tradicije albanije, bugarske, grčke, makedonije, rumunije i turske.
balkanlar bölgesindeki efsaneleri konu alan balede, arnavutluk, bulgaristan, yunanistan, makedonya, romanya ve türkiye'nin folklör geleneklerinden müzik ve dans öğeleri yer alıyor.

mada je nevoljan da komentariše specifične elemente plana u odsustvu bilo kakvih detalja, georgi stoev, direktor sofijske konsalting kompanije industry watch, rekao je da nove mere nagoveštavaju da će biti štampani novi evri.
ayrıntılar belli olmadan planın belli unsurları üzerinde herhangi bir yorum yapmada isteksiz olmakla birlikte, sofya merkezli bir danışmanlık firması olan industry watch'un başkanı georgi stoev, yeni tedbirlerin yeni avro basılacağı anlamına geldiğini söyledi.

izveštaj pokazuje "stereotipan i nekritički pristup problemima u bosni", rekao je on, dodajući da su u njemu rs nepravedno okrivljuje za opasne terorističke elemente unutar zemlje.
belgenin "bosna'daki sorunlara basmakalıp ve eleştirel olmayan bir yaklaşım" sergilediğini belirten dodik, raporda ülkedeki tehlikeli terörist unsurlardan haksız şekilde sc'nin sorumlu tutulduğunu da ekledi.

u brzoj reakciji na odluku suda, beograd je najavio da će podneti kontratužbu protiv hrvatske zbog operacije oluja, u slučaju koji će, kako je istaknuto, sadržati i neke elemente zločina koji je počinio hrvatski ustaški režim za vreme drugog svetskog rata.
mahkemenin kararına yanıt vermekte gecikmeyen belgrad, hırvatistan'a fırtına operasyonu ile ilgili bir karşı dava açacaklarını ve bu dava kapsamında, İkinci dünya savaşı sırasında nazi yanlısı hırvat rejimi tarafından işlenen suçlara da değinebileceklerini belirtti.

"mi smo razmotrili ahtisarijev dokument stranu po stranu, ali bilo je teško uključiti albansku stranu u dijalog oko pitanja statusa", izjavio je on, prenosi b92. "ponuđen nam je dokument koji sadrži pravne formulacije za konačni plan i odgovorili smo predlaganjem amandmana na elemente kojima se protivimo."
b92 radyosu tarafından aktarılan sözlerinde "ahtisaari'nin belgesini sayfa sayfa tartışmamıza rağmen, arnavut tarafını statü meselesi konusunda diyaloga sokmak zordu." diyen samarciç şöyle devam etti: "bize nihai bir plan için hukuki formüller içeren bir belge sunuldu ve biz de karşı olduğumuz unsurlara ilişkin değişiklik önerileriyle yanıt verdik."