Vous avez cherché: susedima (Serbe - Turc)

kosovo teži većoj saradnji sa susedima
kosova, komşularıyla işbirliğini ilerletme yolları arıyor

„isto važi i za odnose sa vašim susedima.
füle, "aynı şey komşularınızla olan ilişkileriniz için de geçerli.

dragišic: srbija nema značajnijih problema sa svojim susedima.
dragisiç: sırbistan’ın komşuları ile arasında ciddi bir sorun yok.

bosna već zaostaje za svojim susedima u pogledu integracije u eu.
bosna, ab üyelik sürecinde zaten komşularının gerisinde.

„srbija je već učinila mnoge značajne korake ka svojim susedima.
komiser, "sırbistan komşularına yönelik pek çok önemli adım attı.

„nula problema sa susedima“ nailazi na svoj najveći izazov u siriji
"komşularla sıfır sorun" ilkesi suriye'de en büyük sınavını veriyor

drugi ključnu uslovi odnose se na regionalnu saradnju i dobre odnose sa susedima.
diğer önemli şartlar arasında bölgesel işbirliği ve iyi komşuluk ilişkileri yer alıyor.

cvetanov je pozdravio taj dokument, rekavši da je saradnja sa susedima od suštinskog značaja.
tsvetanov, komşularla işbirliğinin şart olduğunu söyleyerek belgeye övgüde bulundu.

davutoglu se generalno povezuje sa idejom turskom neootomanizma koja se odnosi na komonvelt sa susedima.
davutoğlu genel olarak, komşu ülkelerle devletler topluluğundan yana bir yeni-osmanlıcılık nosyonuyla özdeşleştiriliyor.

jedan od razloga, dodao je portman, jeste povećanje nivoa saradnje među državama susedima.
christiaan poortman'a göre bu durumun nedenlerinden birisi, bölgedeki devletler arasında artmakta olan işbirliği düzeyi.

međutim, vlasti kažu da je zemlja povećala policijsku saradnju sa svojim susedima i da ostvaruje napredak.
ancak yetkililer, ülkenin komşularıyla yasa uygulama alanındaki işbirliğini artırdığını ve ilerleme kaydettiği görüşündeler.

meta je prošle nedelje posetio podgoricu, u pokušaju da oživi odnose i održi ravnotežu sa severnim susedima albanije.
meta geçen hafta, ilişkilerin yeniden canlandırılması ve kuzey komşuları ile ilişkilerin dengede tutulması amaçlarıyla podgoritza'ya gitti.

"deluje razumno voditi politiku sa nula problema prema svojim susedima i razvijati zajedničku ekonomsku sferu za prosperitet.
southeast european times'a konuşan erhan, "komşularınızla sıfır sorun politikası izleyerek refah için ortak bir ekonomik alan geliştirmek mantıklı görünüyor tabii.

cikotić: osbih ima kvalitetnu bilateralnu saradnju, posebno sa našim susedima, zemljama regiona i članicama nato.
cikotiç: osbih, başta komşuları, bölge ülkeleri ve nato üyeleri ile olmak üzere, yüksek kaliteli ikili işbirlikleri kurmaktadır.

jugoslavija takođe mora da unapredi odnose sa svojim susedima i pomogne da se uhapse optuženi za ratne zločine, posebno radovan karadžić i ratko mladić.
nato temsilcisi yugoslavya'nın komşuları ile ilişkilerini geliştirerek savaş suçu sanıklarını - özellikle radovan karadziç ile ratko mladiç'i - yakalama konusunda hassasiyet göstermesi gereğine de vurguda bulundu.

drugi tvrde da ne mogu da sarađuju sa svojim susedima, jer bi ta saradnja mogla da "oživi" staru jugoslaviju.
bazıları ise komşuları ile işbirliği içine giremeyeceklerini, çünkü böyle bir işbirliğinin "yugoslavya'nın yeniden kurulması"na yol açacağını öne sürmektedir.

"ova hrvatska koju ostavljam svom nasledniku je zemlja koja sarađuje sa svojim susedima i bori se protiv korupcije", rekao je mesić.
“benden sonra göreve gelecek olan meslektaşıma, komşuları ile işbirliği yapan ve yolsuzlukla mücadele eden bir ülke bırakıyorum.”

naš cilj je evroatlantska integracija zemlje i saradnja sa našim susedima, usmerena na stabilnost u regionu, kao i aktivni doprinos mirovnim misijama nato-a.
hedefimiz, bölgede istikrar sağlamanın yanı sıra nato liderliğindeki barış görevlerine aktif bir katılım sağlama amaçlı ülkenin avrupa-atlantik entegrasyonu ve komşularımızla işbirliğidir.

ankara aktivno teži produbljivanju ekonomskih odnosa sa susedima u nizu sektora, kao što su turizam, poljoprivreda, stočarstvo, proizvodnja, građevinarstvo, zdravstvo i transport.
ankara, turizm, tarım, çiftçilik, imalat, inşaat, sağlık ve ulaştırma gibi bir dolu alanda komşularıyla ekonomik ilişkilerini ilerletmenin yollarını arıyor.

"ova hrvatska koju ostavljam svom nasledniku je zemlja koja sarađuje sa svojim susedima i bori se protiv korupcije." [getty images]
“benden sonra göreve gelecek olan meslektaşıma, komşuları ile işbirliği yapan ve yolsuzlukla mücadele eden bir ülke bırakıyorum.” [getty images]