Vous avez cherché: mtoto wa mama (Swahili - Turc)

na moyo wa mama yake musa ukawa mtupu.
musa'nın anasının yüreği (tasadan) bomboş kalıverdi.

akasema: ewe mwana wa mama yangu!
harun: "ey anamın oğlu!

wakati wa kujifungua kwake elisabeti ulifika, akajifungua mtoto wa kiume.
elizabetin doğurma vakti geldi ve bir oğul doğurdu.

(haarun) akasema: ewe mwana wa mama yangu!
(kardeşi): "anam oğlu!

joka lilipotambua kwamba limetupwa chini duniani, likaanza kumwinda yule mama aliyekuwa amejifungua mtoto wa kiume.
ejderha yeryüzüne atıldığını görünce, erkek çocuğu doğuran kadını kovalamaya başladı.

kwa hiyo, basi, ndugu, sisi si watoto wa mtumwa bali wa mama huru.
İşte böyle, kardeşler, bizler köle kadının değil, özgür kadının çocuklarıyız.

atajifungua mtoto wa kiume, nawe utampa jina yesu, kwa kuwa yeye atawaokoa watu wake kutoka katika dhambi zao."
meryem bir oğul doğuracak. adını İsa koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından o kurtaracak.››

basi, alipokuwa anakaribia lango la mji, walitokea watu wamebeba maiti ya kijana mmoja, mtoto wa pekee wa mama mjane. watu wengi wa mji ule walikuwa pamoja na huyo mama.
İsa kentin kapısına tam yaklaştığı sırada, dul annesinin tek oğlu olan bir adamın cenazesi kaldırılıyordu. kent halkından büyük bir kalabalık da kadınla birlikteydi.

akasema: ewe mwana wa mama yangu! usinishike ndevu zangu, wala kichwa changu.
(harun, kardeşini yumuşatabilmek için): "ey anamın oğlu, dedi, sakalımı, başımı tutma.

na namna hivi tumekufunulia qur'ani kwa kiarabu ili uwaonye watu wa mama wa miji na walio pembezoni mwake.
İşte böyle! biz sana arapça bir kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın.

lakini maandiko matakatifu yasemaje? yasema: "mfukuze mama mtumwa pamoja na mwanawe; maana mtoto wa mtumwa hatarithi pamoja na mtoto wa mama huru."
ama kutsal yazı ne diyor? ‹‹köle kadınla oğlunu kov. Çünkü köle kadının oğlu Özgür kadının oğluyla birlikte asla mirasa ortak olmayacaktır.››

na moyo wa mama yake musa ukawa mtupu. alikuwa karibu kumdhihirisha, ingeli kuwa hatukumtia nguvu moyo wake ili awe miongoni mwa waumini.
musa'nın anası, gönlü bomboş bir halde kaldı, eğer inananlara katılması için gönlünü, bize bağlamasaydık nerdeyse açığa vuracaktı bunu.

"uambieni mji wa sioni: tazama, mfalme wako anakujia! ni mpole na amepanda punda, mwana punda, mtoto wa punda."
‹‹siyon kızına deyin ki, ‹İşte, alçakgönüllü kralın, eşeğe, evet sıpaya, eşek yavrusuna binmiş sana geliyor.› ››

(haarun) akasema: ewe mwana wa mama yangu! hakika hawa watu wamenidharau, na wakakaribia kuniuwa.
(kardeşi): "anamın oğlu, dedi, bu halk benim zayıflığımdan yararlandı, nerdeyse beni öldüreceklerdi.

na namna hivi tumekufunulia qur'ani kwa kiarabu ili uwaonye watu wa mama wa miji na walio pembezoni mwake. na uhadharishe na siku ya mkutano, haina shaka hiyo.
başkent ve çevresini uyarman için ve gerçekleşecek olan toplanma gününe karşı uyarman için biz kusursuz bir dile sahip olan bir kuran'ı böylece sana vahyediyoruz.

na akaziweka chini zile mbao, na akamkamata kichwa ndugu yake akimvutia kwake. (haarun) akasema: ewe mwana wa mama yangu!
elindeki levhaları bıraktı ve kardeşi harun'u başından tutarak kendine doğru çekmeye başladı.

baada ya kumwondoa saulo, mungu alimteua daudi kuwa mfalme wao. mungu alionyesha kibali chake kwake akisema: nimemwona daudi mtoto wa yese; ni mtu anayepatana na moyo wangu; mtu ambaye atatimiza yale yote ninayotaka kuyatenda.
tanrı, onu tahttan indirdikten sonra onlara kral olarak davutu başa geçirdi. onunla ilgili şu tanıklıkta bulundu: ‹İşay oğlu davutu gönlüme uygun bir adam olarak gördüm, o her istediğimi yapar.›

akasema: ewe mwana wa mama yangu! usinishike ndevu zangu, wala kichwa changu. kwa hakika naliogopa usije sema: umewafarikisha wana wa israil, na hukungojea kauli yangu.
anam oğlu dedi, sakalımı, başımı bırak benim, gerçekten de, sözüme tam uymadın da İsrailoğullarının arasına ayrılık saldın diyeceğinden korktum.