Vous avez cherché: sheria (Swahili - Turc)

sheria
hukuk

maana ukuhani ukibadilika ni lazima sheria nayo ibadilike.
Çünkü kâhinlik değişince, yasa da zorunlu olarak değişir.

lakini umati huu haujui sheria ya mose; umelaaniwa!"
kutsal yasayı bilmeyen bu halk lanetlidir.››

hakuwa kama walimu wao wa sheria, bali alifundisha kwa mamlaka.
Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi öğretiyordu.

mafundisho yote ya manabii na sheria yalibashiri juu ya nyakati hizi.
yahyaya dek bütün peygamberlerle kutsal yasa, olacakları önceden bildirdiler.

saidianeni kubeba mizigo yenu na hivyo mtatimiza sheria ya kristo.
birbirinizin yükünü taşıyın, böylece mesihin yasasını yerine getirirsiniz.

baadhi ya walimu wa sheria waliokuwa wameketi hapo wakawaza mioyoni mwao,
orada oturan bazı din bilginleri ise içlerinden şöyle düşündüler: ‹‹bu adam neden böyle konuşuyor? tanrıya küfrediyor! tanrıdan başka kim günahları bağışlayabilir?››

imeandikwa katika sheria yenu ya kwamba ushahidi wa watu wawili ni halali.
yasanızda da, ‹İki kişinin tanıklığı geçerlidir› diye yazılmıştır.

ampendaye jirani yake hamtendei vibaya. basi, kwa mapendo sheria yote hutimizwa.
seven kişi komşusuna kötülük etmez. bu nedenle sevmek kutsal yasayı yerine getirmektir.

hali watu wa israeli waliokuwa wakitafuta sheria iletayo kukubaliwa kuwa waadilifu, hawakuipata.
aklanmak için yasanın ardından giden İsrail ise yasayı yerine getiremedi.

baadhi ya mafarisayo na walimu wa sheria waliokuwa wametoka yerusalemu walikusanyika mbele ya yesu.
yeruşalimden gelen ferisiler ve bazı din bilginleri, İsanın çevresinde toplandılar.

hivi karibuni kumekuwepo na majadiliano mengi kuhusu sheria za kudhibiti vitendo vya ukatili vya ngono.
son zamanlarda cinsel taciz yasaları konusunda birçok tartışma yaşanıyor.

baadhi ya wale walimu wa sheria wakasema, "mwalimu, umejibu vema kabisa."
artık ona başka soru sormaya cesaret edemeyen din bilginlerinden bazıları, ‹‹Öğretmenimiz, güzel konuştun›› dediler.

alipokuwa akitoka pale, wale mafarisayo na walimu wa sheria wakaanza kumshambulia vikali na kumsonga kwa maswali mengi
İsa oradan ayrılınca, din bilginleriyle ferisiler onu şiddetle sıkıştırarak birçok konuda ağzını aramaya başladılar.

"msidhani ya kuwa nimekuja kutangua sheria ya mose na mafundisho ya manabii. sikuja kutangua bali kukamilisha.
‹‹kutsal yasayı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.

basi akawaita pamoja makuhani wakuu wote na walimu wa sheria, akawauliza, "kristo atazaliwa wapi?"
bütün başkâhinleri ve halkın din bilginlerini toplayarak onlara mesihin nerede doğacağını sordu.

"watendeeni wengine yale mnayotaka wao wawatendee ninyi. hii ndiyo maana ya sheria ya mose na mafundisho ya manabii.
‹‹İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü kutsal yasanın ve peygamberlerin söylediği budur.››

"ole wenu walimu wa sheria na mafarisayo, wanafiki! mnajenga makaburi ya manabii na kuyapamba makaburi ya watu wema.
‹‹vay halinize ey din bilginleri ve ferisiler, ikiyüzlüler! peygamberlerin mezarlarını yapar, doğru kişilerin anıtlarını donatırsınız.

baadaye mwalimu mmoja wa sheria alisimama akamwuliza akitaka kumtega, "mwalimu, nifanye nini ili nipate uzima wa milele?"
bir kutsal yasa uzmanı İsayı denemek amacıyla gelip şöyle dedi: ‹‹Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?››

kisha baadhi ya walimu wa sheria na mafarisayo wakamwambia yesu, "mwalimu, tunataka kuona ishara kutoka kwako."
bunun üzerine bazı din bilginleri ve ferisiler, ‹‹Öğretmenimiz, senden doğaüstü bir belirti görmek istiyoruz›› dediler.