Réalisées par des traducteurs professionnels, des entreprises, des pages web ou traductions disponibles gratuitement.
İsveç alkol ve diğer uyuşturucu bilgi konseyi, stokholm, İsveç.
substanzkonsum unter schülern in 35 europäischen ländern]. the swedish council for information on alcohol and other drugs, stockholm, schweden.
bazı öğrenciler son 12 ay boyunca alkol tüketimlerine ilişkin sorunlar rapor etmiştir.
im zeitraum zwischen 2003 und 2007 war in mehr als der hälfte der länder eine zunahme des episodisch starken trinkens zu beobachten.
tolerans ve alkol ya da diğer uyuşturucularla etkileşim hesaplamaları daha da karmaşık hale getirir.
toleranzen und wechselwirkungen mit alkohol oder anderen drogen erschweren die berechnungen zusätzlich.
aynı şekilde, her iki grup da alkol için yapılan uyarıların kendileri için geçerli olmadığını düşünebilirler.
so haben möglicherweise beide gruppen den eindruck, dass die warnungen betreffend alkoholkonsum für sie nicht gelten.
son 12 ayda veya son 30 gün içinde alkol kullanımına ilişkin olarak da durum aşağı yukarı değişmeden kalmıştır.
hinsichtlich des alkoholkonsums in den letzten 12 monaten und in den letzten 30 tagen ist die situation mehr oder weniger unverändert geblieben.
genç esrar kullanıcılarının en azından tüketimin erken aşamalarındaki profilleri, genç alkol veya tütün kullanıcılarınınkilerden farklılık göstermemektedir.
die verfügbaren daten weisen darauf hin, dass die cannabispatienten in ambulanten behandlungseinrichtungen relativ jung sind.
anket soruları, standart zaman dilimleri ve kullanma sıklığı ile, alkol tüketimi ve yasadışı uyuşturucu kullanımına odaklanmaktadır.
zwischen 3 % und 20 % haben die droge in den letzten 12 monaten konsumiert, während 1,5 % bis 13 % angaben, im laufe des letzten monats cannabis eingenommen zu haben.
altı İspanyol kentinde gerçekleştirilen nitel bir çalışma, seks işçileri tarafından kullanılan başlıca maddelerin alkol ve kokain olduğunu ortaya koymuştur.
darüber hinaus werden derzeit untersuchungen zur immuntherapie für kokainabhängige mit dem kokain-impfstoff ta-cd durchgeführt.
aynı anda aşırı alkol alma ayrıca genellikle eğlence amaçlı uyuşturucu kullanımıyla da elele gitmekte, genç yetişkinler arasında olumsuz sonuçlar yaşanma risklerini arttırmaktadır.
bei älteren, regelmäßigen drogenkonsumenten ist der polyvalente drogenkonsum eine der hauptursachen für Überdosierungen, erschwert die drogenbehandlung und geht mit gewalt- und straftaten einher.
bu sorunlar mevcut durumlarla (örneğin vasküler malformasyonlar) ve sigara ya da alkol kullanımı gibi risk faktörleriyle ağırlaşabilir. kokaine bağlanan
jedoch bieten klinische publikationen der einzelnen länder oder erhebungen unter fachkräften wertvolle einblicke in die derzeitige praxis.
2006 yıllık raporu: avrupa’daki uyuşturucu sorununun durumu aynı zamanda alkol ve tütün kullanımının önlenmesine de odaklanması gerektiği fikrini desteklemektedir.
jahresbericht 2006: stand der drogenproblematik in europa
alkol pedleri ve kuru bezler, su, filtre ve pişirme kabı gibi diğer steril teçizatla beraber temiz şırınga dağıtımı, hizmet sağlayıcılar arasında genel bir yaklaşım haline gelmektedir.
eine reihe von ländern hat spezielle programme zur hepatitis-c-prävention aufgelegt.
alkol alınan son günde tüketilen toplam alkol miktarı öğrencilerin sıklıkla içtiği, söz gelimi yunanistan gibi ülkelerde, genellikle düşük olup, tüketim sıklığı düşük olan ülkeler için bunun tersi geçerlidir.
die gesamtmenge des zur letzten trinkgelegenheit konsumierten alkohols ist in ländern, in denen schüler häufig trinken, in der regel niedrig, so z. b. in griechenland, während in ländern mit niedrigen konsumfrequenzen hohe trinkmengen verzeichnet wurden.
alkol testinin pozitif çıkması, uyuşturucu testi gerekliliğini ortadan kaldırmakta; kaynakların sınırlı olması, sürücünün cezalandırılması, kapsamlı bilgi toplama gereksinimine oranla öncelik kazanmaktadır.
ein positiver alkoholtest kann dazu führen, dass drogentests als nicht mehr erforderlich erachtet werden, wobei eingeschränkten zur verfügung stehenden ressourcen und den vorgaben der strafverfolgung vorrang eingeräumt wird vor der notwendigkeit einer umfassenden datenerhebung.