Réalisées par des traducteurs professionnels, des entreprises, des pages web ou traductions disponibles gratuitement.
" sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"onları, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir:
gelehnt werden sie sein auf ruhebetten in reihen. und wir werden sie mit huris vermählen.
bu durumdaki hayvanları kentlerinizde yiyebilirsiniz. dinsel açıdan temiz ya da kirli kişi bunların etini ceylan ya da geyik eti yer gibi yiyebilir.
sondern in deinem tor sollst du es essen, du seist unrein oder rein, wie man reh und hirsch ißt.
yafada, İsa öğrencisi olan tabita adında bir kadın vardı. tabita, ceylan anlamına gelir. bu kadın her zaman iyilik yapıp yoksullara yardım ederdi.
zu joppe aber war eine jüngerin mit namen tabea (welches verdolmetscht heißt: rehe), die war voll guter werke und almosen, die sie tat.
onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." onlara, ceylan gözlü eşler veririz.
"esset und trinkt und lasset es euch wohl bekommen für das, was ihr getan habt."
petrus elini uzatarak onu ayağa kaldırdı. sonra kutsallarla dul kadınları çağırdı, ceylanı diri olarak onlara teslim etti.
er aber gab ihr die hand und richtete sie auf und rief die heiligen und die witwen und stellte sie lebendig dar.