Vous avez cherché: ayırıp (Turc - Anglais)

parmaklarımı ayırıp elimin arka tarafına geçiyordu.
it was prying my fingers apart and moving to the back of my hand.

onları gruptan ayırıp bir test odasına koyduk.
we take them out of the group, put them in a test chamber.

ve bu zorlukların her biri dünyayı parçalara ayırıp bölmüştür.
and each one of these forces split the world, tore the world apart, divided the world.

koçu parçalara ayırıp parçaları, başını ve iç yağını yaktı.
and he cut the ram into pieces; and moses burnt the head, and the pieces, and the fat.

dinlerini parçalara ayırıp grup grup olanlarla senin hiç bir ilişkin yoktur.
as for those who divided their religion and became sects—you have nothing to do with them.

seni, sana vahyettiğimizden ayırıp başka bir şeyi bize karşı uydurman için uğraşırlar.
(o muhammad), they had all but tempted you away from what we have revealed to you that you may invent something else in our name.

başka bir şeyi uydurup bize yakıştırman için nerdeyse seni sana vahyettiğimizden ayırıp saptıracaklardı.
(o muhammad), they had all but tempted you away from what we have revealed to you that you may invent something else in our name.

maaş artışından birazını eve ayırıp ve daha çok harcayabilirler artışın birazını 401 planına aktarabilirler.
they take a little bit of the increase in the paycheck home and spend more -- take a little bit of the increase and put it in a 401 plan.

halkını sınıflara ayırıp onlardan bir grubu ezip sömürüyor, kızlarını yaşatıp oğullarını kesiyordu.
a tribe among them he oppressed, killing their sons and sparing their women.

koçu parçalara ayırıp bağırsaklarını, işkembesini, ayaklarını yıka, başla öteki parçaların yanına koy.
and thou shalt cut the ram in pieces, and wash the inwards of him, and his legs, and put them unto his pieces, and unto his head.

[...] haydi hepimiz zaman ayırıp charles criscenzo ve charlie prow için dua edelim.
[...] let's all just take a moment to say a prayer for charles criscenzo and charlie prow.

sonra her zümreden rahmân'a karşı en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayırıp atacağız.
and then we will draw aside from each party those who were most rebellious against the most compassionate lord,

firavun yeryüzünde despotça davrandı. halkını sınıflara ayırıp onlardan bir grubu ezip sömürüyor, kızlarını yaşatıp oğullarını kesiyordu.
indeed firaun had achieved dominance in the earth and made its people subservient to him – seeing a group among them weak, he used to kill their sons and spare their women; he was indeed very mischievous.

kendi hayatından vakit ayırıp, benim gibi suny buffalo'da okuyan bir üniversite öğrencisine öğretmenlik yapan bir müzisyendi.
a musician who took time from his life to teach me, a sophomore, a freshman at suny buffalo.

orada, patatesleri ekiyordum, parçalara ayırıp ekiyordum. ve arılar, elma ağacında çalışıyorlardı. yabanarıları ağacın sallmasını sağlıyordu.
i was here, planting my chunks, cutting up potatoes and planting it, and the bees were working on this tree; bumblebees, just making this thing vibrate.

‹‹Şimdi yeni bir arabayla boyunduruk vurulmamış, süt veren iki inek hazırlayın. İnekleri arabaya koşun; buzağılarını artlarından ayırıp ahıra götürün.
now therefore make a new cart, and take two milch kine, on which there hath come no yoke, and tie the kine to the cart, and bring their calves home from them:

her ümmetten bir şahid ayırıp çıkardık da: "kesin-kanıt (burhan)ınızı getirin" dedik.
and from each people we shall draw a witness, and shall say to them: "do produce your evidence now."

"ey musa! seni kavminden (ayırıp) daha çabuk (gelmeye) sevkeden nedir?" (dedik.)
"and what made you hasten from your people, o musa (moses)?"

allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan allah'a pay ayırıp zanlarınca, bu allah'a, bu da ortaklarımıza (putlarımıza) dediler.
and the polytheists assign to allah from that which he created of crops and livestock a share and say, "this is for allah," by their claim, "and this is for our partners [associated with him]."