Vous avez cherché: bana bir şey demeden gitmen çok kaba (Turc - Anglais)

bana bir şey yaz.
write me something.

bana bir şey söyle
are you available

bana bir şey sorma.
don't ask me anything.

o bana bir şey fısıldadı.
he whispered something to me.

bana bir şey açıklamanı istiyorum.
i need you to explain something to me.

bana bir şey yanlış gibi görünüyor.
it seems to me that something is wrong.

bana bir şey göstermek istediğini biliyordum.
i knew you wanted to show me something.

zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme.
and do not supplicate me concerning those who have engaged in wrong-doing.

nusret bahsederse baya bir şey olur.
if nusret mentions it, it would be effective.

buyurdu ki: "sinin orada, bana bir şey söylemeyin!"
'slink you into it,' he shall say, 'and do not speak to me.

birinin analog bir alet alıp bana bir şeyler yazdığını görmek çok garip.
it is so novel to see this, that somebody actually picked up an analog device and has written to me.

eğer konferansın sonunda bana bir şey vermek istiyorsanız bana bir chagall satın alın.
if people want to get me something at the end of the conference, you could buy me a chagall.

teknolojik keyif bana bir şeyler ifade ediyor çünkü teknolojiden çok keyif alıyorum.
tech joy, to me, means something, because i get a lot of joy out of tech.

zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.
do not plead for those who have been wicked, for they shall certainly be drowned."

bana bir şeyde yardımcı olmanı rica edebilir miyim?
may i ask you to help me with something?

"kendisine son teklifimi sunuyorum -- boris, bana bir şey olduğunda seçimleri düzenle."
"i am making him the last offer -- boris, call the election when something happens to me."

allah teâlâ: “kesin sesinizi, sakın bir daha bana bir şey söylemeye kalkışmayın!” buyurur.
'slink you into it,' he shall say, 'and do not speak to me.

ve aslında o an, bana bir şeyler oldu ve kendi kendime "herşeyi kaydedeceğim.
and that actually, at that moment something happened to me, which obviously made me go, "i'm going to document.

gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana (bir şey) söyleme!
and build the ark under our eyes and our direction. and do not supplicate me concerning those who have engaged in wrong-doing.

gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz) uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana (bir şey) söyleme! onlar mutlaka boğulacaklardır!
"and construct the ship under our eyes and with our inspiration, and address me not on behalf of those who did wrong; they are surely to be drowned."