Vous avez cherché: belirleyici (Turc - Anglais)

belirleyici sermaye
determinant capital

bizim için belirleyici maç.
for us, the deciding one.

mahkeme, kanıtların belirleyici olmadığını belirtti.
the court said evidence of that was inconclusive.

naseby muharebesi, İngiliz İç savaşındaki belirleyici muharebedir.
the battle of naseby was the decisive battle of the first english civil war.

bildt, "müzakerelerin son ve belirleyici safhasındayız." dedi.
"we are in the final and determining phase of negotiations," bildt said.

siyasi etkenlerin belirleyici rol oynayacağı en başından bu yana açık.
from the start, it has been obvious that political factors would play a decisive role.

belirleyici etken asla kaynaklar değildir, kaynak yaratabilme yeteneğidir.
the defining factor is never resources; it's resourcefulness.

Çöp posta belirleyici aracı seçip bir sonraki sayfaya geçin.
please select the tools to be used for the detection and go to the next page.

10 koşulların, havadaki konsantrasyonlar üzerinde belirleyici bir etkisi vardır.
10 meteorological conditions have a decisive influence on the airborne concentrations.

soracağınız soru, size verilecek yanıtın büyük kısmı için belirleyici olacaktır.
the question that you will ask will determine much of the answer that you get.

o zamandan beri, silahlı kuvvetler pakistan tarihinde belirleyici bir rol oynamıştır.
since the 2000s, the military relations with russian armed forces are boosted with the pakistan armed forces.

serbest bırakmak için bir belirleyici değil de, anlamsız ayrıntılarda tıkanıklık getirir.
it's not a marker of liberation, but of suffocation by meaningless minutiae.

tabii, belirleyici şeyler var, bunlardan biri sanatçının kişiliği, diğeri ortamdır.
sure, there are distinctive things; one of them is the personality of the artist and the other is the environment.

belgradlı analistler, kostunica'nın desteğinin ikinci turda belirleyici olabileceği görüşündeler.
belgrade analysts say that kostunica's support could be decisive in the run-off.

bu kullanıcı kesimi kameranın kendisini diğer rakip modellerden ayıran belirleyici özelliklerini çok beğenecektir.
this group highly appreciates the typical features that distinguish the mju 790sw from the competition.

bu da, kuşların, çiçek seçiminde en belirleyici faktörlerden biri olan yüksek enerji gereksinimlerini karşılar.
this meets the birds' high energy requirements, which are the most important determinants of their flower choice.

kimlik belirleyici ana unsur olarak kullanılacak ve medeni durum ve diğer temel bilgiler için kanıt niteliği taşıyacak.
it will serve as the main identification element and will help provide evidence of civil status and other basic information.

hırvat yönetimi, 2011'in ülkenin ab üyelik hedefini tutturması açısından belirleyici yıl olacağını belirtti.
croatia's leadership has indicated that 2011 is a decisive year for the country to meet its eu accession goal.

belirleyici özellikleri; kuvvetli odaklanma, ilgiyi tamamen yapılan işe verme ve yapılan şey süresince başarılı olmakdır.
characterized by a feeling of energized focus, full involvement and success in the process of the activity.

durumun iyileşmesi için uluslararası toplumun daha belirleyici olması veya yetkilerin ytd'den yerel kurumlara devrinde yardım etmesi gerekmektedir.
in order for the situation to improve, the international community must be more decisive, or must assist in the transfer of competencies from the ohr onto the local institutions.