Vous avez cherché: ben gitim sen ozlidm (Turc - Anglais)

ben gittim.
i went.

ama ben gittim.
but actually i did.

ben gittim aslında.
i actually went there.

onunla ben gittik böğürtlen toplamaya.
well, she and i went blackberry picking.

sen geri dönünceye kadar ben gitmiş olacağım.
by the time you come back, i'll be gone.

--- evet. ben gittim ve aramaya başladılar
yeah. so, i went and started looking.

siz gittiniz mi mesela iğdır’a, ben gittim.
have you been to iğdır? i have been there.

Çok yüksek beklentiyle ben gitsem gitsem herhalde bir küba bir de amerika’ya giderim herhalde.
i would go to kuba and america if i go with very high expectations.

ancak biz, birçok nesil oluşturduk da bunlar üzerinden ömürler akıp gitti. sen medyen halkı içinde oturarak onlara ayetlerimizi okuyor değildin.
but we brought forth generations, and prolonged unto them was life; nor wast thou a dweller among the people of madyan, reciting unto them our revelations; but it is we who were to send.

eğer vurulduğu yere gidecek olursanız --orada günün her saati bir sürü adam var-- ben gittim, bakın burada bana farklı tetikçilerin durdukları yerleri gösteriyorlar.
well, if you go there -- there's people there on any given day -- like when i went there, here -- showing me where the different shooters were.