Vous avez cherché: bencil (Turc - Anglais)

tom bencil.
tom is self-centered.

bencil değilim.
i'm not selfish.

o gerçekten bencil.
he's really selfish.

o, bencil olmalıdır.
he must be selfish.

o bencil bir kadındır.
she is a selfish woman.

ne bencil bir kadın!
what a selfish woman!

tom olağanüstü biçimde bencil.
tom is extraordinarily selfish.

o, çok bencil bir kişidir.
he is a very selfish person.

her şeyden önce bencil olmamalıyız.
firstly, we mustn't be selfish.

kişi bencil ve kıskanç davranmağa eğilimlidir.
and human inner-selves are swayed by greed.

onu bencil yapalım. elimize bu geçti.
so let's make him selfish. and this is what you get.

as: bencil bir karakteri nasıl sevdirirsiniz?
as: so how do you make a selfish character likable?

bu çocuğu şımartmamalısın çünkü onu bencil hâle getiriyor.
you shouldn't indulge that child. it will make him very selfish.

sadece kendi geleceğini düşünmek bence bencil bir yaklaşımdır.
to me, thinking of his/her own future is a selfish approach.

uzlaşma daha iyidir. kişi bencil ve kıskanç davranmağa eğilimlidir.
reconciliation is good even though men's souls are swayed by greed.

geninde bir mutasyon oluşuyor ve bencil bir yol izlemeye programlanıyor.
there's a mutation in the gene and one of them mutates to follow a selfish strategy.

gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı.
human beings are created greedy.

sizin kapıcı bayan gibi düşüncesiz ve bencil olmamı bekleme benden.
asya ben bir çeşit depresif durumdayım. annemin acısını tam atlatamiyorum! ve bunları seninle konuşmak ya da üzmek istemiyorum.

bu duayı okuduğunuzda, kulağınıza inanılmaz bencil ve ben-merkezci gelir.
when you read this prayer, it sounds incredibly selfish, self-centered.

muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır.
and he is fierce in his love of wealth.