Vous avez cherché: biniyor (Turc - Anglais)

o biniyor.
she is getting on.

bisiklete biniyor.
she rides her bicycle.

başkan arabaya biniyor.
the president is getting into the car.

toplamda yedi adam iç çamaşırlarıyla biniyor.
a total of seven guys enter anonymously in their underwear.

sofya havalimanında yolcular bir balkan airlines uçağına biniyor.
passengers board a balkan airlines plane at sofia's airport.

siyasetçilerin kendileri olmasa bile yardımcıları, aile bireyleri, arkadaşları ve komşuları taksiye biniyor.
and if not the politicians themselves, it's their assistants, family members, friends and neighbours.

bia çalışanı, "belgrad'da pek çok kişi bizimkilerden daha iyi arabalara biniyor," dedi.
"many people in belgrade drive much better cars than we do," said the man from bia.

sekizinci durakta, bir kız elinde kocaman bir çantayla biniyor ve bir dolara pantolon sattığını söylüyor -- tıpkı trende pil ya da şeker satıldığı gibi.
at the eighth stop, a girl came in with a giant duffel bag and announced she had pants for sale for a dollar -- like you might sell batteries or candy on the train.

düzenlediği basın toplantısında konuşan moon, "askerler bh federasyonu ve sırp cumhuriyeti vatandaşlarına yardım ediyor, helikopterlere biniyor, kar temizliyor, gerekli şeyleri sağlamak üzere uzak bölgelere gidiyor.
"soldiers help residents of the federation of bih and republika srpska, riding helicopters, clearing snow, coming to the far sites to deliver what is needed.

atı çok kullanıyorlar da, ata biniyorlar ama.
they use the horse much, ride a horse.