Vous avez cherché: bu taraflara (Turc - Anglais)

bu tarafa bak.
look this way.

bu taraf oynar
this side plays

beynin bu tarafındadır.
it's on this side of the brain.

bu taraftan, lütfen.
please come this way.

bu taraftaki adam benim.
this guy over here of course is me.

artık bu tarafta yaşayamazsın.
you can't live on this side anymore.

bu tarafta zor bir damla akıyor
it is difficult on this side. it is dripping.

beğendiklerinize yapıştırın bu taraflarına yapıştırın.
attach the one that you like. attach them these sides of it.

dh: bu tarafa doğru fırlatalım.
dh: let's jump this way, though.

daniel dennett de bu tarafa geçti.
daniel dennett, he's come over.

İşte, biz bu tarafta bunları yapıyoruz.
so, you see, this is what we're doing on our side.

profesör tobias vardı. bu tarafa geçti.
there was professor tobias. he's come over.

ah süper. bu tarafa gidebilirim değil mi?
oh, cool. i can get to this place over here, right?

bu da insanları ya o tarafta ya da bu tarafta olmaya itiyordu.
so it did take humans to kind of push it one way or another.

başını bu tarafa çevir, ateş et, ve mutlaka bir şeyleri vurursun.
turn your head this way; shoot; and you're bound to kill something.

kb: Şimdi, bu tarafa gidersem başka bir bardak var mı?
kb: now, if i go this way, is there another cup?

ve bu gerçek de, bu tarafın topraklarında soykırım meydana geldiğidir." dedi.
and the truth is that genocide occurred on this entity's territory," trnka told setimes.

o zaman biraz şunları tartışalım, mesela bu taraftan başlayalım, 95 var nedir bu?
then let's discuss the following subjects, for example, let's start from this way. what is 95?

ne yazık ki bu gerçekten bir resim değil. panomu biraz bu tarafa çekersem, güzel, mükemmel.
well, unfortunately it isn't really a picture. if i could have my board at the side here, great, excellent.

ben burada rize’ye bu tarafa gitmeyi de tercih ederim, ama oraya gittiğimde de orta doğu..yazın yani.
i would prefer to go to rize, but it is like the middle east too in the summer.